Gündem

Baloncu

Ansızın gelmişti Paris’ten… her zaman yapardı bunu… gelmeden önce bir mesaj atardı kısacık.. “burnum özlediğim kadının kokusunu alıyor, ayaklarım onun izlerini takip ediyor” yazardı…. hep aynı mesajı yazardı…. ve gelirdi ansızın.. öncesi yok, sonrası yok bir ziyaret…. randevusuz anlar toplamı… hikayeleri eskiye dayanır…. Beyoğlu’nda bir protokol daveti sonrası yarısı içilmiş bir sigara birleştirdi kaderlerini….

Çengelköy’de kalırlardı adam geldiğinde.. Babannesinden kalma üç katlı eski ahşap evde plaklar dinlenirdi…. yine öyle oldu… dedesinden kalma gümüş kol düğmelerini takar, yine dedesinden kalma, eskiliği belli bir sigara tabakası kullanırdı… yine öyle yaptı…. ismi gibi Ata yaka gömlek giyerdi…. yine giydi… ya İsmet Baba’ya ya da Beyoğlu Refik’e giderlerdi evden çoğu zaman… Adam kadına Cumhuriyet hikayeleri anlatırdı Kulüp rakısını yudumlarken… gitmek üzere hazırlandılar….. bir kadın kot pantolon ve üzerine giydiği özensiz bir kıyafetle gitmezdi oralara…. mor, sarı ve kırmızısı belirgin olmayan yakası açık elbisesini giyindi kadın…. dişi severdi kadınını…. koyu mavi bir göz farı ve kırmızı rujunu sürdü kadın….. yüksek topuklu ayakkabı giyerdi kadınlar akşam gezmelerinde… Paris’ten çantasında taşıyarak getirdiği ayakkabılarını giydirdi ahşap evin salonunda…. kadıının gözlerine bakarak onay bekledi seçiminin doğruluğuna dair… hafifçe gülümsedi kadın… sevmeleri ve dokunmaları nazikti birbirlerine…. konuşmadan da anlaşırlardı… zaten çok söz yorardı ikisini de…. birbirlerini yormamaya özen gösterirlerdi….

Genellikle aynı motora tesadüf ederdi evden çıkışları… yaklaştılar motora doğru…. motorcu tanıdı….. “hoşgeldiniz abi, özlettiniz” dedi…. adam başı ile hafifçe selam verdi, gülümsedi motorcuya…. kadın uzakta bir baloncu gördü…. Ondört – onbeş yaşlarında, çocukluktan gençliğe geçen baloncuyu görünce ayağa kalktı kadın… kadına dokundu soğukta üşümesi…. yaklaştı baloncu motora…. motorcu almak istemedi, mimikleriyle belli etti istemediğini… “nereye gidiyorsun” dedi…. “Bebek’e gidiyorum” dedi baloncu…. kadın lafa karışacak oldu, adam gözleriyle onaylamadı… “yapma üşüyor, onu da al” diyecekti… motorcu döndü genç adama… “binme” dedi…. baloncu bakakaldı, utandı reddedilmekten…. öyle ya, gurur yetişkinlere ait değildi yalnızca…. motorcu kadının bakışlarını gördü… gülümsedi…. baloncuya döndü.. “Bebek’te ne yapacaksın?” diye sordu…. “balon satacağım” dedi baloncu…. motorcu bir yudum aldı çayından aheste…. tekrar döndü baloncuya… başı ve bakışları başka tarafta son cümlesini etti… “Gitme oraya”…. “gitme baloncu… seni orada döverler”…

Motor hareket etti…. baloncu bakakaldı motorun ardından… kadının gözleriyle karşılaştı baloncunun ışığı…. kadın adamın bakışlarını aradı, gözlerindeki sorunun cevabını bulmak için….. adam kendisini izleyen bakışlara gülümseyerek cevap verdi….. yıllar önce havalimanından uğurlarken, motorcununun sözlerini beklemişti kadından….. köşebaşlarının ardındaki dünyaya her açılışında, her canı yandığında, her yaralanmasında baba evine dönüşü bundandı belki de…. kadın adama baktı karşı kıyıya varana dek…. adam çok uzaklara baktı…. bir sigara çıkardı tabakasından… kadın düşündü, hareket etmeden vardılar karşı kıyıya…. kadın koluna girerdi başka zaman… bu kez elinden tuttu…. adam kadına şaşırdı, merakla baktı gözlerine…..

kadın gülümsedi bu kez….

evden çıkmalarından bu yana ilk cümleyi sarfetti adamın kulağına….

“gitme baloncu… seni orada döverler”….

Dikkati Çekenler

4 Yorum

  1. Bir filmin içinde kayboldum neredeyse. Çok dokunaklı olmuş.

  2. Bu gerçek bir hikayeyse içinde hüzün var ve hüzün size yakışan bir renk değildir sizi tanıdığım kadarıyla.Sadece bir hikayeyse çok başarılı. Ben sizden daha fazla Beşiktaş yazısı bekliyorum. Bu ilçedede çok az vakit geçirmiyorsunuzki.

  3. buldum baloncunun kim olduğunu. Bakınız “Ecnebi Meyhanesi”

  4. Bazı hikayeler insanın içini acıtıyor… Özellikle ‘Özlenen kadın’ olmadığınız durumlarda…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu