Ekonomi HaberleriHaberMüslüm Gülhan YazıyorSpor Haberleri

Müslüm Gülhan : Beşiktaşın sorunu Valdes dahil iyi bir kaleci almamasıdır

Beşiktaş Postası ve NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan haftasonu oynanılacak derbiyi ve Türk futbolunun şuanki durumunu gazetemize yorumladı.

1) Sporting Lizbon yenilgisi sonrası Beşiktaş’ın Trabzonspor’dan transfer ettiği Tolga Zengin spor medyasının gündemine oturdu. Sözleşme feshedilmesi dahi konuşmaya başlandığı ve devre arası beklemeksizin Beşiktaş’tan ayrılacağı konuşulmaya başlandı. Yediği hatalı goller ve Tolga Zengin’i nasıl değerlendirebiliriz?

Tolga Zengin Trabzon’da ne oynadıysa, Beşiktaş’a geldiğinde ne oynadıysa şimdide onu oynuyor. Tolga Zengin hep aynı kaleciydi, sorun Tolga’dan var olandan fazlasını sürekli beklemekti. Tolga Türkiye koşulları içinde yetiştirilen bir kaleci, olabileceği yapı budur, bundan sonra başka anlamalar yüklemenin hiç gereği yok.

Tolga her zaman kaleci sorunları ile kalede durdu, eksikleri onun üst düzey maçlarda oynamasına veya oynarsa hata yapmasına neden oluyor.

Bunu en iyi bile Şenol Güneştir ama asıl sorun Şenol hoca Tolgayı çok iyi tanımışına rağmen Valdes dahil iyi bir yabancı kaleci almamasıdır. Bu da onun teknik adam olarak eksikliğini ve donanım sorununu ortaya koyuyor.

Eğer gerçek ise Valdes İstanbul’a geldiğinde Oğuzhan, Gökhan ve Olcay Şenol hocaya Tolga ile devam edelim diye baskı kurmuşlar ve Valdes ile anlaşma yapmalarına engel olmuşlar. Bu çok büyük bir açmazdır, hem kulüp ve başkan açısından, hem de Şenol Hoca açısından.

 

2)Fenerbahçe kendi sahasında 10 kişi tamamladığı müsabakada Celtic’le berabere kaldı. Vitor Pereira’nın oyun sistemi ve Diego’nun kırmızı kartı eleştiri odağında, özellikle gruptan çıkan Fenerbahçe’nin genel yapısını oyun sistemini değerlendirebilirmiyiz?

Fenerbahçe kadro yapısı olarak çok iyi bir durumda sadece oyun kurgusu üzerine sorunlar yaşıyor. Hale Van Persie ile ilgili sorunu aşamadı ve Avrupa’da iyi bir yer almak istiyorsa üst düzey maçlarda Van Persie’yi kullanmak zorunda. Bu yıldız futbolcu sendromunu bir türlü Fenerbahçe aşamıyor.

Defans ortasındaki ikilinin hata yüzdesi oldukça yüksek, bu kadar iyi tasarlanmaya çalışılan bir takım için ciddi zafiyet bu.

Önde oyun anlayışına sahip olan takımın defans blokunun temposu ve çabukluğu çok iyi olmalı, takım bütünlüğünü bozmadan blok oyundan kopmamaları gerekir. Üst düzey maçlar yaklaştıkça ve oynandıkça bu sorunlar ile yüzleşmesi kaçınılmaz olacak.

 

3)Galatasaray’da Hamza Hamzaoğlunun tartışmalı ayrılığı söz konusu, spor gündeminde son hafta Mustafa Denizli’nin Galatasaray’ı yakıştırması daha da jargon kazanırken, Hamza Hamzaoğlu’nun gönderilişini yönetim teknik direktör penceresinden değerlendirerek, Mustafa Denizli’nin Galatasaray’a neler katabileceğini nasıl yorumlarız?

70 yaşına gelen ve kalp ile tansiyon sorunları yüzünden Beşiktaş’taki görevinden ayrılan Denizli’nin tekrar görev alması oldukça ilginç ve futbol adına düşündürücü.

Futbol artık bilim ile iç içe aksiyonları ve değerleri sürekli değişime açık durumda, bu gelişme karşısında dinamik ve süreklilik kaçınılmazdır. Denizli bu profile uygun biri değil. Artık doldur-boşalt ile bir yerlere gelme dönemi bitti.

Tekrar kimsenin düşünmediği gibi algı yaratarak farklılıklar denecek ve varlığını ispat etmeye çalışacak ama bunlara cevap bulması çok zor.

19 bin antrenör ve BESYO ihtisas öğrencilerine karşı 70 yaşında ve geride kalmış birinin antrenör olarak görev alması son derece düşündürücü bir açmazdır.

 

4)Özellikle Mustafa Denizli’nin yıllar sonra Galatasaray’a dönmesinin akabininde oynattığı kısır futbol olarak tabir edilen oyun sistemi tartışılıyor. Sizin Avrupa Şampiyonu bir eğitmen ve taktisyen olarak ; Mustafa Denizlinin yaş ortalaması yüksek oyuncu grubuyla oynama felsefesiyle beraber, sahadaki geriye dönük yüksek kontrollü düşük skorlu sistemini taktik teknik analiz sentezinde yorumlayarak, Denizlinin transfer politikası hakkındaki görüşlerinizi alabilirmiyim?

Denizli artık geride kalmış bir anlayışın temsilcidir. Ortaya yeni dinamikler koyması çok zor. Belki günü kurtarmak için 30 yaş üstü üç-dört transfer yaparak bu yılı kurtarmaya çalışacak fakat uzun vadede kendine ve takıma hiçbir katkı yapamaz.

 

5) Bilindiği üzere Beşiktaş trajik bir şekilde grup lideri girdiği son maçtan elenerek Avrupa Ligine veda etti. Bunun yanısıra ligdede Akhisar Belediyespor’a yenilerek yara aldı.İyi oyunun konuşulduğu fakat skora yansımayan bu sonuçlarda sadece Tolga Zengin’den çok Şenol Güneş’in aynı 11’le sahaya çıkarak bir çok oyuncuyu küstürdüğü, yedek kulübesindeki oyunculara şans tanımadığı konuşuluyor. Hakeza Ersan Gülüm’ün sakatlığında dahi solbek orjinli Tosic’i stopere çeken Güneş, Pedro Franco ve Alexhander Milosevic gibi kendi ülkelerinin milli takımlarında oynayan iki genç yatırım yapılan stoperi ilk 18’e dahi almadı. Siz Slaven Bilic döneminde 57 maç yapmış Pedro Franco’nun kadroya alınmamasıyla beraber teknik ve taktik olarak Şenol Güneş’i nasıl yorumluyorsunuz?

Şenol Güneş her antrenör gibi kendine ait bir takım mesleki argümanlara sahip ve bunları kullanmakta da kendi has bir tavı sergiliyor.

Tabi en büyük açmazı bu tutumları içerisinde final maçlarının hepsini kaybetmesidir. Burada kendi mesleki unsurları içerisinde bir yerde olmayan veya hatalı olan bir sıkıntı var. İşte bütün sorun burada, Şenol hoca bunun tespiti ve düzeltmesi yerine gene aynı tutum ve davranışlarında devam etmesidir. 11 senelik kariyerinde sadece iki Türkiye Kupası kazandı ve lig finallerinin hepsini kaybetti. Tıpkı Lizbon maçı gibi.

Şenol Hoca Öğretmen kökenli ve konuşma standardı çok yüksek ama bu iyi hoca veya çok başarılı hoca anlamına gelmez. Teknik direktörlük farklı bir donanım gerektirir öğretmenlikle ayrı değerleri ve donanımları içerisinde taşır.

 

6) Son olarak Pazartesi oynanılacak derbi mücadelede Beşiktaş ve Galatasaray karşı karşıya gelecek. İki takımda son haftalarda düşüş içerisinde fakat Şenol Güneş’in Beşiktaş’ı ve Mustafa Denizli’nin Galatasaray’ı olarak lanse edilen iki ekibin karşılaşması hakkında müadeleye yönelik mental olarak nasıl beklentiler içerisindesiniz, kritiğini alabirmiyim?

İki takımında ciddi sorunları var. Beşiktaş’ın oyun bütünlüğü hiçbir zaman oluşamıyor. Arkadaki oyun il öndeki oyun arkasında ciddi kopukluklar var ve sistematik bir felsefeleri yok.

Oyuncu değişimi, kadro kurumu hep aynı standartta, maçına göre ve oluşumlardaki değişkenliklere göre her hangi bir müdahale olmuyor. Bu da oyun kurgusundaki fakirliği ortaya koyuyor.

Galatasaray’da ise Muslera ve Sneijder oyunu farklı bir boyuta taşıyor. Denizli’nin bir katkısı şu an için çok büyük olacağını sanmıyorum. Gidişattaki değişkenlikleri yakalayıp kendini belli etmeye çalışacak ki bu da takımı kontrol altında tutmaya yaramıyor. Gene oyun içinde ağırlığı olan oyuncuların ayakların bakarak çıkış yolu arayacaktır.

[adrotate banner=”103″]

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu