Beşiktaş kongre üyesi Fuat Çimen: “Yargıtay’ca onanan karar doğrultusun da Beşiktaş JK’yı zarara uğratanlara karşı dava açıldı mı?”
Beşiktaş Kongre Üyesi Fuat Çimen, Duhuliye.com okurları için ”Müptezel” başlıklı bir yazıyı kaleme aldı…
Fuat Çimen, yazısında özellikle Üniversite çağlarında Galatasaraylı olan bir yöneticiden söz ederken açılması gereken davalar ile ilgili zaman aşımı olup olmadığına dair sorular sordu.
Fuat Çimen’in yazısı:
Müptezel; değerini yitirmiş gibi manalarla kullanılarak hitabı edilen bireyin ne denli düşük olduğu belirtilir.
TDK’daki ilk anlamı: Kişinin saygınlığının tamamen kaybedilmesi. İkinci manası ise çokluğu sebebiyle eskisi gibi önemi olmayan zaman ile önemini kaybetmiş, değersiz.
O zaman şöyle bir kronoloji yapalım…
Mevcut başkan ve Yönetim Kurulu; 2007 yılı ibrası İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/363E sayılı ilamıyla iptal edilmişti.
Bu karara itirazlara rağmen Yargıtay’ca onanan bu karar doğrultusun da BeşiktaşJK’yı zarara uğratanlara karşı dava açtı mı?
9. Ocak’ta 2022’de dava açmayarak davayı zaman aşımına uğratarak BeşiktaşJK’nın zarar uğratılmasına göz yumdu mu?
2018 yılı ibrasının iptaline ve uğratılan 515 milyon Türk Lirası zarara ilişkin mahkeme kararı öncesi bilirkişi raporuna itiraz etti mi?
Üniversiteye kadar Galatasaraylı olduğunu verdiği röportajlarda söyleyen yöneticiniz, yaptığı açıklamada bu davayı açanları, her zamanki üstten bakan tavrı ile küçümseyerek, “hakim dava açanlara babacanca şöyle öğüt verdi, böyle öğüt verdi, gönderdi” diyerek kendi yarattığı senaryoya kendi inanarak gerçeği saptırmak istedi mi?
O konuşmaya rağmen bu davayı açanlar haklı olup kazandı mı? Peki BeşiktaşJK’nın bu kayıp 515 Milyon Türk Lirasını bu usulsüzlüğü yapanlardan alıp BeşiktaşJK’nın kasasına koymak için mevcut Beşiktaş JK Yönetim Kurulu olarak, o dönemin başkan ve Yönetim kuruluna dava açtı mı?
Fulya davasının zaman aşımına uğramasına dolayısıyla Beşiktaş JK’nın haklarının gaspına göz yumdu mu?
Mevcut başkan ve birçok yöneticinin de içinde bulunduğu 2009-2019 dönemi KPMG raporunu mevcut yönetim kurulu, Beşiktaş Camiasının baskıları ile son mali ve idari genel kurulda açıklanmak zorunda kaldı.
102 milyon Euroluk “istisna” tespit edildiği raporda yer aldı. Ama her ne hikmetse zaman aşımına uğrattıkları Fulya’ya ilişkin BeşiktaşJK’nın büyük kayıbı bu raporlarda yer almadı Mevcut başkan “ucu bana dokunsa da hukuk yolunu açacağım” dedi.
Yukarıdaki paragraflara bakarsak insanın aklına “ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz” atasözü geliyor. Bakalım yanılacak mıyız?
Bu kadar şey dedim ama “TFF’de taş taş üstüne bırakmam” lafını söyleyip “sağ yanağına tokat atana sol yanağını çevir” tavrı ile Sergen Yalçın’ın bir sezon boyunca kurtların önüne atılması ve Sergen Yalçın’ın o kurt sürüsünce yenmesi, Beşiktaşın hakemlerce katledilmesi konusuna değinmeyeceğim bile
Ha tabi ki bitmedi.
Bir ay önce Sergen Yalçın’la devam ediyoruz, sonra kulislerden sızan kapalı kapılar arkasındaki görüşmelerde Şenol Güneş “yarı yolda takım almam” deyince Önder hoca ile devam edilirken Pinherio diye bir şey çıktı karşımıza sonra anlaşamadık dendi.
Sonra Önder hoca kupa kazanınca önce Önder hoca ile devam dendi ama Rizespor maçı sonrası “Önder hoca ile devam ediyoruz ama yapımıza uygun bir hoca olursa onunla da anlaşabiliriz” dendi.
Sonra Önder Hoca ile “acayip alt yapı projelerimiz var” deyip anlaşma yapıldı.
Bir baktık Kulübe Pinherio diye birini, José Mourinho olarak pazarlayan ama anlaşma olmayınca koskoca 119 yıllık Beşiktaşı, Portekiz’in Cascais Belediyesi’ne bağlı ve başkent Lizbon’a yakın bir semt olan Estoril’in diline düşürüp Portekiz basınında Beşiktaş’a posta koyduran kişi futbolun baş patronu oldu.
Bu görevlendirme açıklamalarının yapıldığı gün, “dertleri yeni spor yasası gelmeden geçmişi temizleme derdi” olmayan; BeşiktaşJK’yı yıllardır, sorumsuzca ve usulsüzce borçlandıranlardan BeşiktaşJK’nın hakları geri alınsın, kasasına koyulsun diyenler, kısaca dertleri “SADECE BEŞİKTAŞ” olup sosyal medya mecralarında yüreklerince, kalemlerince söyleyenlere “klavye müptezelleri” denildi.
Şimdi yazının başına dönüp “müptezel” tanımını bir daha okuyalım. Sonra yukarıda sayısız örneklerden hatırladığım bir kaçını yazdığım paragrafları okuyalım.
Şimdi düşünelim ve şu soruyu kendimize soralım.
BeşiktaşJK haklarının ve çıkarlarının korunması mücadelesi açısından bakılınca, kim ya da kimler “müptezel” ?
“Ne olursa olsun kazanmak lazımı getiren kulüp Galatasaray’dır”