HaberSpor Haberleri

Bursa’dan Üçüncü Gol Arayışı

teomanakbennn1702Gelişmeleri tebessümle izliyoruz. Şampiyonumuz Bursa, Şampiyonlar Ligi grup maçlarını İnönü’de oynamak istiyormuş. Yanlış anlamayın, dostluk için!

Belki ben çok kötü niyetliyimdir. Kafam bir hinliğe çalışıyordur. Günahı boynuma. Ancak ligdeki varoluş sebebini 3 sene boyu Beşiktaş’ı budamak olarak belirlemiş bir takımın herhangi bir girişimine, hele ki yanlış anlaşılmaya müsait bir girişimine safça ‘dostluk gösterisi’ olarak atlamak, yapacağım son şey.

Sahasını bakıma, tribünlerini de yeniden yapılanmaya alacak olan Bursa, bu çalışmalar esnasında başlayacak grup maçlarını İnönü’de oynamak istiyor. Bu iş 6-7 yıl önce olsa sevinirdik. “İnönü böyle bir yer işte” derdik, “o kadar saha var, bizimkinde oynamak istiyorlar.” Zaten Bursa da 6-7 yıl önce İnönü’de oynamak istemez, daha aklı başında taleplerde bulunurdu. Ama şimdi iş başka.

İlk gol, lige tekrar çıkışları sonrası ilk sezonlarında geldi. 2006-2007 sezonu, bitime 3 hafta kala Bursa’daydı Beşiktaş. Pamuk ipliğine bağlı, zaten sadece matematiksel olarak kalmış şansımızı devam ettirebilmek için çıkmıştık sahaya, maçı 3-0 kaybettik. Bursa sonuçta Beşiktaş’ı şampiyonluktan eden takım oldu Bursalı gözlerde.

Araya beraberliklerle geçen, Bursa’yı pek tatmin etmeyen iki yıl girdi sonrasında. Derken bu yıl ikinci gol. Ama ne gol! Seni küme düşürdüğüne inandığın takımın önünde şampiyon oluyorsun, yetmezmiş gibi bir de son maçta onları yenip şampiyon oluyorsun. Kabul edin, intikamın ağa babası.

Ama doymuyor Bursa. Şimdi üçüncü gol için sinsi bir kontratak çalışması ve deniyor ki maçlarımızı İnönü’de oynayalım. Gerekçesi de “Dostluk için!”

Bursa’yı bilmeyenler için söyleyeyim; haritada bu kadar dibinde görünmeye, İstanbul Bursa’dan ulaşması en sıkıntılı yerlerden biridir. Bu sıkıntı son yıllarda Mudanya-Yenikapı hızlı feribot hattıyla aşılmış gibi görünse de, hem sefer sayısının azlığı, hem de araçlı ulaşımda ücretlerin yüksekliği sebebiyle, ulaşım birçok durumda hala eski sistemle Yalova üzerinden yapılır. Bunun için de önce Bursa’dan Topçular’a, oradan feribotla Eskihisar’a, oradan yine bir o kadar daha yol geçerek İstanbul şehir merkezine varılır. Avrupa yakası için bir de köprü geçilir, trafikti, feribot kuyruğuydu, köprü yoğunluğuydu derken, adam biter. “En azından feribot sıkıntısı yaşamayayım, körfezden dolanayım” dersiniz, o da öyle bir yoldur ki, hiçbir zaman “İyi ki İzmit’ten geldim” demezsiniz. Otobüsle geliyorsanız falan zaten yandınız, bir de ya Alibeyköy’de, ya Kavacık’ta indirilirsiniz, servis bekler, bir de Taksim’e Beşiktaş’a öyle gelebilirsiniz. Topçular İskelesi yerine Yalova’dan feribota, deniz otobüsüne binmek de indi-bindi sayısını azaltmaz. Özellikle hafta sonları ve tatil dönemleri dönüşlerini düşündüğünüzde, Bursa-İzmir hattını bile bin kere tercih ederim Bursa-İstanbul arasına.

Şimdi diyelim ki Bursalı mazoşist. Eskişehir’de istemiyor, İzmit’te istemiyor, İzmir’i de istemiyor, diyor ki “Yok arkadaş, zaten komplekslerim de var, ben İstanbul’a geleceğim, orada oynayacağım.” Peki gel. Gel de, sahipsiz Olimpiyat Stadı dururken İnönü nereden çıktı kardeşim? Hepsini geçtim, her şeyi geçtim, sanki her yıl Şampiyonlar Liginde oynuyormuşsun gibi, bu onuru ilk kez yaşayacağın yıl sahanı yaptırmaya kalkmak nereden çıktı?

inonu boss613

Sebep açık. Bursalı tanıdıklardan da farklı duyumlar gelmiyor zaten. Beşiktaş’a son golü de sallayıp, sen misin onları küme düşüren (!), “Böyle işte; evine kadar gireriz, sen UEFA’da debelenirken biz orada Şampiyonlar Ligi maçına çıkarız, biz devre arasında senin tuvaletlerini pislerken, sen de oturur, televizyondan hem de senin sahanda Real Madrid’e attığımız golleri izlersin” demek. Oysa anlatılışı “Dostluk!”

Dostluk nasıl olur; çok dostluksa, zeytin dalıysa derdin, senin değil, Beşiktaş’ın saha ihtiyacı olan dönemde çıkarsın ortaya, dersin ki “Gel kardeş, benim sahamda oyna”. Burda ne var, tam tersi. Ne diyor, “O kadar dostum ki, eğitimsiz yirmi bin taraftarımla gelip, stadyumunu pisletip, sahanda oynayacağım, zeminini bozacağım, gideceğim. Gel el sıkışalım.” Bu nasıl dostluk ilanıdır? Arada deniz yok, dere yok; 1,5 saat daha yolu göze al, yeterince dostun var orda, git Ankara’da oyna. Taraftar götürmene bile gerek yok. Hangi takımı tuttuğu, hangi bayrağa hizmet ettiği belli olmayan, milyon tane adam var “Bursa! Bursa!” diye bağıran. Bursa’da yok böylesi. Ne işin var İnönü’de?

Derdimiz düşmanlık değil. Ama birinin diğeriyle iyi geçinmeye ihtiyacı varsa, o her zaman Bursaspor’dur. Beşiktaş’ın yanında kim olsa, ateş olsa cirmi kadar yer yakar. Yönetimin bu teklife atlaması, dostluğu kalkıp sahayı vermekle ölçmesi, şu tezgâhı görememesi çok şaşılacak bir şey değil. Neyi görüyorlar da bunu görecekler. Ama Beşiktaş kamuoyunun bu konuda ortak bir bilinç ve hareket dahilinde harekete geçmesi lazım. Daha gol yemeye ihtiyacımız yok.

Cem Uzan “İstanbulspor da İnönü’de oynasın!” diye çıktığında, tribünler gerekli cevabı vermişlerdi uygun tezahüratla. İnönü kimindir, bazılarına hatırlatmakta fayda olabilir.

Teoman Akben

[adrotate group=”66″]

[adrotate group=”54″]

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu