Fulya DavasıHaberMüslüm Gülhan YazıyorSpor Haberleri

Müslüm Gülhan yazdı: Semtin abileri Fulya davasını kazandı

NationalTurk yorumcusu Müslüm Gülhan’ın bu haftaki “Semtin abileri Fulya davasını kazandı” başlıklı yazısı;

Beşiktaş Çarşısı’ndan içeri doğru girip Balık Pazarı ve arkasındaki mahallelere geldiğim andaki duygum; çocukluğumun geçtiği Ortabayır’daki Kardeşler Caddesi’nde yaşadığım umut dolu sıcak duyguları bana hatırlatır.

15 milyonluk şehrin içinde bugünkü yalnızlığımızın tarifi yoktur. Elimizden alınmış bir şehrin kayıtlısı olmaktan ibaret hiçbir duygusal bağımızın olmadığı bu şehrin içindeki tüm anılarımız yok edildi.
Anılarımızın varlığı olan tüm objelerimizi yok ettiler.

Hatıralarımızı yok ederek, bizlere duygusal taciz uygulayan sistemin içinde nefes alacağımız yerler bulmak, artık yaşam enerjimizin kaynağını oluşturuyor.

Her şeyi unutup semti yaşamak, ancak nadir yerlerden biri olan Beşiktaş mahalle içlerinde de mümkün olabiliyor.

Çocukluğumuzu güzel yapan; Laz Bakkal, Kürt Kasap, Arnavut Manav, şen kuruyemişçi gibi esnaflardı… O güzelim kimliklerindeki farklılıkları bizim yaşam kaynağımız olurdu.

Ve her semtin bir takımı vardı.

Semtin en güzel yerine maç tabelası asılırdı ki; semtin ileri gelenleri görüp maça gelsinler diye.

Çarşı’daki semtin takımı Beşiktaş’tır.

sampiyonlar ligi WTS 2

1903’den beri!

Renklerindeki ayrıcalığını, Fenerbahçe ve Galatasaraylılar kadar onurla yaşarlar. Şehrin içindeki yalnızlığın isyanını o siyah-beyaz formalarını giyerek dışa vururlar.

İnadına kimliklerini savunup, toplumsal tepkimenin yanında yer alan misyonlarından taviz verme gibi lüksleri hiçbir zaman olmamıştır.

Ağaç için, sokak hayvanları için, insanlık için her zaman dava insanı olmayı ortaya koymaktan çekinmediler.

Bedel ödemenin tehditlerine sadece gülüp geçtiler.

Şimdi semtin takımı için mücadele veriyorlar.

Ellerinden alınmak için uğraşılan ve sistemin paşalarına (!) peşkeş çekecek kadar gözü dönmüşlerden kulübü kurtarmak için var güçleriyle uğraşıyorlar.

Hem de sadece ve sadece tırnaklarıyla kazıyarak mücadele etmekten başka şans bırakılmayan bir mücadele şekli ile savaşıyorlar.

Tek başlarına bırakılma tezgahlarına inat, yalnızlaştırılmaya inat; “yeter artık” diyebilecek kadar onurlu bir şekilde çıkıp değirmenlerle savaşabiliyorlar.

Serence Bey’den gelip, Şeref Stadı’nın çamurundan ayağa kalkıp, varlığını sürdüren ve “Halkın Takımı” olan Beşiktaş’ı; semtten koparıp, rant cumhuriyetine dönüştürerek içini boşaltan zihniyete karşı verilecek her mücadele, tarihe bir not düşürme anlamına gelmektedir.

Önce kulübü ele geçirdiler, sonra kulübün paralarını ve binalarını peşkeş çektiler, yetmedi şimdi stadı ele geçirmek için uğraşıyorlar.

…Ve semtin çocuklarını genel kurullarda konuşturmayarak varlıklarını sürdürmeye çalıştılar, siyah elbiseli korumalarla kongrelere gelip tehditlerle, küfürlerle varlıklarını ve rant cumhuriyetlerini devam ettirmeye çalıştılar.

Birbirlerini korumak için, kulübü ele geçirmişken kaybetmemek için başkanlığı birbirlerine devrettiler ve bunu hür irade seçimi yalanı altında gerçekleştirerek aynı zamanda sistemin ne olduğunun mesajını vermeye çalıştılar.

Ve semtin çocuklarını yapılan stada almamak için tehdit etmeye başladılar.

Nasıl varlıklarını sürdürmek için biat ettikleri sistemin emriyle stadı yıktılarsa, şimdi de onu bitirmek için çıkar uzlaşması sağlamaya çalışıyorlar.

Beşiktaş’ın tüm varlıklarını ipotek altına aldırdılar.

Ne hikmetse hep kazanan ve güçlenen kendileri oldu; Beşiktaş’ın sürekli kaybetmesinin yanında.

Ama artık kazın ayağı öyle değil.

Semtin Abileri Beşiktaş Kulübüne sahip çıkıyorlar.

Müslüm Gülhan

İşte Fulya davası…

Beşiktaş’ın haklarını korumak için verilen mücadele sonunda davayı kazandılar.

Hiçbir çıkarı olmadan bunu yaptılar, ceplerinden harcadıkları paralarla bunu yaptılar. Ne bir şirket kurup kulübün ihalelerini aldılar, ne de kulübe demir sattılar!
Ve ne de Boğaz’da yalı aldılar!

Beşiktaş’ın geleceği denilerek yapılan Fulya Projesi’nde; nedense kazanan Başkan dahil diğerleri olurken, kaybeden sadece Beşiktaş Kulübü olmuştu
Peşkeş çekilen Fulya Projesi’ne sahip çıktılar.

Sadece davayı kazanmadılar, kulübün geleceği ile beraber Türkiye futboluna emsal teşkil edecek bir davayı kazandılar.

Şimdi sıra; stadın imalatının maliyet analizini yapacak bir bağımsız denetim şirketiyle anlaşılmasına ya da yeni bir davayla stadyum üzerinden zarar varsa bunun tahsil edilmesine geldi.

Ama önce;

Başta Hürser Tekinoktay olmak üzere semtin güzel abilerinin eline sağlık.

Semtin çocuklarına doğru örneğin ne olduğunu gösterdikleri için.

Müslüm Gülhan / NationalTurk

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu