HaberSpor Haberleri

İlk Haftanın Ardından

Teoman AkbenBeşiktaş’ın gümbür gümbür giremediği bir ilk haftayı daha geride bıraktık. İki farklı tek bir galibiyetin olmadığı haftada “Kim gümbür gümbür girdi ki zaten” diye düşünülebilir. Ama çok zor deplasmanlardan galibiyetlerle dönen Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzon’un en azından taraftarlarını daha mutlu ettikleri ortada.

Sezon başı olması, havanın sıcaklığı falan gibi beylik mazeretleri bir kenara bırakacak olursak, Beşiktaş kimliksiz oyunlarından birini daha tamamladı. Ruhunu takıma yansıtacak, etrafında oluşturacağı ‘takım içinde takım’larla 11’i kendisiyle birlikte oynatacak bir orta saha oyuncusunun eksikliği had safhada.

Yeni bir lafımız var bu aralar medyada. Hani biri söyler, bir iki kişi duyar, laf hoşlarına gider, sırf hoşlarına gittiği için, öyle midir değil midir kendilerini bile bir durup dinlemeden bunlar da ilk spor programında tekrarlarlar, böylece zırva bir yaklaşım bir anda oy birliğiyle kabul edilmiş bir gerçek falan haline döner üç dört haftada. O tür bir şey. En son. En yenisi: “10 numaralar devri kapandı ki artık.” Yani bir başka deyişle “liderlik” müessesesi tarihe karıştı. Lafa gel.

Galatasaray’da Arda, Fenerbahçe’de Alex kaç numara, sormak lazım bu arkadaşlara. Sadece sırtlarındaki rakamı demiyorum; saha içinde yaptıkları işler ne, takımlarının aldıkları sonuçlar ne kadar bağlı bu adamların yaptıkları işlere sormak lazım. Barcelona’nın 10 numarası mı varmış, Real Madrid’in 10 numarası mı varmış. Barcelona’ya Real’e her şeyin benzedi, her şeyi hallettin, bir 10 numaraya bakışları kaldı. Senin de Kaka’n, Ronaldo’n, Messi’n, Henry’in, İbrahimovic’in var çünkü, onlar nasıl oynuyor da sen oynayamıyorsun değil mi.

Siz topu alıp, orta sahadan başlayıp, 6 kişiyi çalımlayıp, topla birlikte kaleye giren adama diyorsanız “10 numara” diye, evet, onların devri kapandı artık. Evet onlardan Real’de Barcelona’da da yok. Ama 10 numara ona denmiyor. Oktay Derelioğlu da yapmıştı onu, futbol hayatı bittiğinde daha adam gibi bir 9 numara bile olamamıştı. Kimse “Beşiktaş neden Maradona gibi Hagi gibi birini bulmuyor” da demiyor. Beşiktaş’ın ihtiyacı, sakin, alan-veren, oyunu açan, bir gözü ileride, kaçanı yakaladığı an ip gibi uzun pasını atabilecek bir orta saha. Bu adamın da Nuri Şahin veya Yıldıray Baştürk isimli top tutkalı olmadığı ortada. Bu adam Türkiye’deki futbolu çözdüğü an kendini 90 dakikada 90 sefer yere atacak Deco veya Quaresma da değil gerçi, ama Beşiktaş transferdeki icraatları ve vizyonuyla bir anda o kadar geride kaldı ki yine rakiplerinden, iyi bir isim hiç olmazsa moralleri düzeltecek.

Bunların hiçbiri olmazsa mı? Tello’dan 10 numara, Yusuf’la Bobo’dan kanat oyuncusu, Holosko’dan sıkışık alan forveti, Ferrari’den son adam, Hakan Arıkan’dan kaleci olduğunda ne olursa o olacak. Bir de öbür tarafa bakıyorsun, Elano, Keita, Milan Baros, Kewell, Nonda, Leo Franco, Arda. Sonra bu iki takım şampiyonlukta çekişecek.

Çile bülbülüm çile.

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu