Müslüm Gülhan Yazıyor

Müslüm Gülhan: 4 Büyüklerin borçları toplamı 30 Milyar TL’ye ulaştı.

NationalTurk yorumcusu ver BirGün Gazetesi yazarı Müslüm Gülhan son yıllarda yozlaşan kulüp ve spor politikaları kaleme aldı. Müslüm Gülhan'ın "Kulüp sadakatinden rant kültürüne" başlıklı yazısı.

“Kulüp sadakatinden rant kültürüne”

Sanayi devriminden sonra futbol, spor dallarının içinde en çok izleyicisi ile günümüzdeki formatına ulaşıp kurallı bir oyun haline gelmiştir.

Oynanması ve oyun örgütlenmesi oldukça kolay olan futbol, profesyonelleşmenin etkisiyle birlikte, küreselleşmenin gelişmesine bağlı olarak, kitle kültürü olarak sermaye birikimini sağlayabilen bir kültür endüstrisi ürünü haline gelmesi ile zaman ve mekân tanımaksınız onu çok büyük kitlelerin de ilgi odağı yaptı.

Bu değişimin verdiği fayda-zarar ilişkisiyle birlikte, yarattığı ekonomik artık değerin geniş kitlelere ulaştırılmasında da etkili bir araç konumunda bulunmaktadır.

Günümüzde futbol bir iletişim sistemi diliyle, beraberinde futbolla birlikte hareket eden bir takım ekonomik-sosyal-siyasi mekanizmaları ve kurumları da yaratmıştır.

Bu haliyle futbolu tartışken, neoliberal ekonomik ve siyasi anlayışının etkisinde olduğunu kabul etmek gerek. Özellikle kamu kaynaklarının bertarafı ile, üretimden vaz geçilip dışa bağımlılığın artırılma politikaların etkisi futbolda da ciddi bir kaynak transferinin dışarıya aktarılmasının ve transferlerin rayiç bedellerindeki tutarsızlığıyla denetimsizliğin meşrulaştırdığı bir zemin olduğunu da unutmamamız gerek.

Müslüm Gülhan: Ziraat Bankası kulüp borçlarına kaynak sağlamaktadır

Kamu kaynaklarının dışarıya aktarımın en iyi örneği Ziraat Bankası’nın kulüp borçlarına kaynak sağlamasıdır. Yani, oluşturulan bu endüstriyel futbol anlayışı ve düzenine yapılacak olan tüm eleştiriler bir anlamda var olan ekonomik düzen ve politikalara getirilecek eleştiriler olarak da okunmalıdır.

Özellikle Beşiktaş’ın son 24 yıl içinde-son dönem dahil-yapmış olduğu transfer harcamalarındaki tutarsızlıklar ve sonucunda oluşan borç sarmalı buna en iyi örnektir.

Futbol üzerinden-kendisine zarar veren bahis ile şike olaylarını meşrulaştıran değerlerle, adalet ve ekonomi üzerinden meşrulaştırılan değerlerin paralel olduğu bir gerçektir.

Futbolun temel dayanağı olan ve yitirilen rekabet, etik değerler, başarı ve kazanma tutkusu ile kapitalist ekonomi arasında vazgeçilmez bir ilişki-çelişki söz konusudur.

Futbol, artık sahaların dışına taşıp akla gelen her konu için araç olmaya başlamıştır. Pek çok şeyin futbol üzerinden anlatıldığı-manipüle edildiği bir dönemden geçiyoruz. Futbolun ekonomik gücünün ötesinde bir kamuoyu oluşturma ve bu kamuoyunu harekete geçirme gücüne sahiptir.

Bu yüzden kulüp sadakatinden başkan sadakatine geçiş zorunluluğu yaşanmıştır. Devletler kendi ideolojisini ve gücünü konsilde etmek için birçok enstrümanlara ihtiyacı vardır. Bu ideolojik aygıtların etkileri ve kullanılma şekilleri farklı hiyerarşileri ortaya çıkartır.

Haliyle bu hiyerarşik unsurlar birbirinden ayrılarak-din, eğitim, hukuk, kültür, sanat ve spor-devletin en baskın ideolojik aygıtları olarak örgütlenirler.

Bu örgütlenmede yapısı içinde spor, özellikle futbol-propaganda alanı olarak ve olayları manipüle etmek için siyasetin kesişim alanı olarak bu enstrümanların başında yer almaktadır. Kulüplerin ve başkanların siyasetle olan bağlarının dayanağı bu noktada kendini belli eder.

Kulüpler siyaset için bir örgütlenme alanıdır. Belediye başkan adayı Murat Kurum ile Galatasaray başkanı Dursun Özbek arasındaki resmi bu açıdan değerlendirmek gerek.

Futbol popülerliğinin yarattığı sosyal ve ekonomik etkisi sayesinde, tüketmeye hazır insan sayısının milyarlarca olmasına neden olmuştur. Bu özelliği sayesinde, futbol küreselleşmenin etkisi ile kapitalist dünya ekonomisi için ekonomik krizi aşma araçlarından birisi olmuştur.

Buna bağlı olarak, bizim gibi ülkelerde de bir servet transferi aracı haline getirilen futbol, sermaye birikimi yaratan işleyiş içinde kulüpleri devasa borçlandırarak ciddi boyutta açık vermektedir.

“4 Büyük Türk kulübünün borçları toplamı 30 Milyar TL’ye ulaştı.”

Kulüplerin, Kamuyu Aydınlatma Platformuna (KAP) gönderdiği finansal durum raporlarına göre, 31 Ağustos 2023 itibarıyla 4 Büyük Türk kulübünün borçları toplamı 30 Milyar TL’ye ulaştı. Futbolcunun değerini belirleyen futbol pazarıdır. Pazarında yapısını belirleyen menajerlerdir.

Futbolun pazarı bir yandan-özellikle menajerler üzerinden beceriyi sömürürken, diğer yandan futbolu zenginlik ve şöhrete uzanan yol olarak popüler kültürün aracı olarak yansıtır.

Bu rant sisteminin demokratik ve rekabetçi olduğu pazarlanırken, alt zümre içinde bulunan bireylerin üst sınıfa geçebilmeleri için-dikey hareketlilik deviniminde-kendi becerilerinin yeterli olacağına ikna edilerek bu yolla da içinde bulunduğu rant sistemi meşrulaştırılır.

Bu rant sisteminin korunması adına her kulüp kendi içinde politik hedefler oluşturmuştur. Oluşturulan kaynakların süreç yönetiminde-özellikle var olan sistemi ve kişileri korumak adına trollere ve medya içindeki yandaşlara pay edilir.

Başkanın adamları olarak görev yapan bu rantiyeler, sanki bir farklılık yaratılacakmışçasına oluşan beklentilere cevap verildiğinin sanılması neticesinde, oluşan rant kurgusunun içinde birer aparatı olmaktan başka bir işe yaramadıkları ortaya çıkar.

Sonuç olarak, kulübün zarar etmesi ve bir azınlığın sermaye birikiminden başka bir kurgunun ortaya çıkması mümkün olmaz. Azınlık mutlu olur ve kazanır, kulüp kaybeder ve isimler değişse de sistem devam eder.

Müslüm Gülhan / Yazıyor

Yeni rekor Al-Musrati!

 

Dikkati Çekenler

Başa dön tuşu