EgebankGündemHaber

Egebank’ın içi nasıl boşaltılmış ?

Eski sahibi olduğu Egebank’ın içini boşaltmak için çete kurmakla suçlanan Yahya Murat Demirel, vurgun işlemlerini yapmaları için çalışanlarını tehdit etmekle de suçlandı. Demirel’in, bankanın üst yönetimindeki bazı kişilerle birlikte şube müdürlerini tehdit ederek vurgun işlemlerinin odağında yer alan Egebank Off Shore’a para aktardığı suçlamaları resmi belgelere geçti.

Egebank’a el koyan yeni yönetimin İstanbul DGM’ye yaptığı suç duyurusunda, “Demirel’in, Egebank’ın o dönemdeki genel müdür yardımcılarıyla birlikte tüm şube müdürlerini Marmaris’e çağırarak Egebank Off – Shore’a para toplamayan müdürleri işten atmayla tehdit ettiği” vurgulandı.

 Ümit Öndeş Egebank şube müdürlerini her gün sıkıştırmış

Suç duyurusunda, “şube müdürlerinin tehdit nedeniyle Marmaris’te toplantının yapıldığı Ağustos 1999’dan bankaya el konulduğu 22 Aralık 1999 tarihine kadar off – shore’a 86 milyon dolar para topladıkları” anlatıldı. “Baskıyla toplanan ve bir lira kalmaksızın yok edildiği” belirtilen paraların, ortakları ve adresleri bile belli olmayan şirketler kullanılarak Demirel’e aktarıldığı kaydedildi.

“Mesai bitiminin ardından şubeden çuvalla para kaçırdığı” gerekçesiyle Şişli Savcılığı’nca hakkında gıyabi tutuklama kararı verilen Ümit Öndeş’in Egebank Genel Müdür Vekili iken, şube müdürlerini her gün sıkıştırarak Egebank Off Shore’a zorla para toplattığı da, duyurudaki suçlamalar arasında yer aldı.

Ümit Öndeş ve Buket Yengülalp vurgunun baş mimarları

Operasyondan sorumlu eski Genel Müdür Yardımcısı Buket Yengülalp’in de, off – shore hesaplara nasıl para toplanacağı, para toplamada gizliliğe uyulması ve bilgilerin özel dosyalarda saklanması yönünde şubelere genelge gönderdiği saptandı. Suç duyurusunda, Ümit Öndeş ve Buket Yengülalp’in şube müdürlerini para toplamaya zorladıkları ve bu işin baş mimarı oldukları gerekçesiyle sanık olarak gösterildikleri dile getirildi.

İki kilit isim
Suç duyurusuna göre, toplanan paraların Demirel’e ve şirketlerine aktarılmasında kilit isimler Şaban Ayhan Tatlıgil ve Gökalp Baştürk. Tatlıgil aracılığıyla Demirel’e 8.1 trilyon lira aktarıldığı belirtilen duyuruda, Baştürk’ün aktarımları nasıl yaptığı konusunda ayrıntılı bilgilere yer verildi.

Adım adım yolculuk
DGM’deki dilekçede, Baştürk aracılığıyla yapılan operasyon hakkında şu bilgiler anlatıldı:
– Egebank Off – Shore’a toplanan paranın 6.3 trilyon lira, 13.5 milyon dolar ve 250 bin marklık kısmı yine Demirel’e ait Prudental Off – Shore hesaplarına geçirildi.
– 13.1 trilyon lira, 36.5 milyon dolar ve 2.5 milyon mark doğrudan Egebank Off – Shore kanalıyla Demirel’in firmalarına kullandırıldı.

Bir hafta önce iki bankaya 35 milyon dolarlık havale yapıldığı saptandı

Baştürk’ün “Dina Export” ve “Yonne Financing” adlı iki tabela şirketi aracılığıyla bankaya el konulmasından bir hafta önce iki bankaya 35 milyon dolarlık havale yaptığı saptandı. Baştürk’ün, Egebank’a el konduğu gün olan 22 Aralık 1999’da bu hesaplardan 25 milyon dolar çekme girişiminde başarılı olamadığı öğrenildi.
Suç duyurusunda, Baştürk ve Tatlıgil için “Aldıkları banka kayıt ve fişleriyle sabit olan bu paraları ne yaptıkları konusunda kamuoyuna ve yargıya bilgi vermek zorundadırlar” dendi.

Gözaltında şiddetli kasırga
Egebank vurgununun kilit isimlerinden olduğu belirtilen Gökalp Baştürk, önceki gece Marmaris’te son anda yakalandı. Marmaris’te Murat Demirel’e ait olduğu belirtilen üç yatı kullanan Baştürk, önceki akşam 20.30 sıralarında Ankara’dan giden özel ekip tarafından Ankara’ya getirildi. Baştürk’ün, üniversiteden de arkadaşı olan Demirel ile Sivas’ta aynı birlikte askerlik yaptığı belirlendi.

Demirel’in kız arkadaşı olan Ayşenur Esenler’in, kağıt üzerinde şirketlere ortak olmadığı, ancak off – shore para transferlerinde görev aldığı savunuldu. Bankanın beş eski genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulu üyelerinden bazılarının birinci derecede sorumlu oldukları gerekçesiyle gözaltına alındıkları öğrenildi.
Çuvalla para kaçırmakla suçlanan “Fırıldak Ömer” lakabıyla bilinen komisyoncu Ömer Gülüştür’ün de ifadesinin alındığı öğrenildi.

Üç kamyon belge
Şirkete ait evrakın gizlendiği Gayrettepe ve Kayışdağı’ndaki iki depoda bulunan üç kamyon dolusu belge de Ankara’ya getirildi. Depoda bulunan iki kasa çilingir marifetiyle açılırken, Gayrettepe’deki deponun bir iş merkezindeki Demirel’lere ait Era Leasing adlı kuruluşa ait olduğu belirlendi.

Sadettin Tantan ipi ucu vermişti
Operasyonla ilgili ilk işareti İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Gürcistan gezisinde verdi. Tantan, Tiflis’te Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Emin Aslan’la birlikte gazetecilerle yaptığı sohbette, “Yakında, dokunulmayanlara dokunulduğunu göreceksiniz” demişti.

İsviçre hükümeti banka almasına izin vermedi
Murat Demirel’in İsviçre’de banka sahibi olma operasyonu, Bern Hükümeti’nin engeline çarptı. Demirel’in, İsviçre’de faaliyet gösterek Bank Comando’yu almak için 7 milyon doları “Elle Eskenazi” adına Egebank’ta açılan döviz hesabına aktardığı, ancak İsviçre Hükümeti’nin bu satışa izin vermediği öğrenildi.

TÜSİAD toplantısında “Murat Demirel” konuşuldu

Egebank’ı sattığı Yahya Murat Demirel’in “bankanın içini boşaltmak için çete kurmak” suçlamasıyla gözaltına alınmasını değerlendiren Hüseyin Bayraktar, “adaletin 30 ay gecikmesinin daha çok insanın soyulmasına neden olduğunu” söyledi.
Bodrum’da TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu toplantısına katılan işadamları, Demirel’in gözaltına alınmasıyla sonuçlanan gelişmeleri şöyle değerlendirdiler:

Hüseyin Bayraktar: (Bayraktar Holding Yönetim Kurulu Başkanı) Memlekette namussuzluk, yapanın yanına kar kalıyorsa, yarına davetiye çıkarır. 1999’da Demirel’e sattığımda Egebank’ın mali yapısı gayet iyiydi.

Namussuzların bu toplum içinde yer alması doğru değildir. Demirel ile ilgili konuda adalet 30 ay gecikti. Bu süre de, daha çok adamın soyulmasına, bankanın daha çok hasar görmesine yol açtı.

Muhteşem Ekenler: (Egebank’tan usulsüz kredi aldığı ve Yahya Murat Demirel’in bıçaklanmasında “azmettirici” olduğu ileri sürülen Berdan Tekstil’in sahibi) İddiaların hepsi amaçlı. Artık susmayacağım. Bu konunun açıklığa kavuşmasını istiyorum. Saklayacak bir şeyi olanlar konuyu kapatırlar. Demirel’i bıçaklayan Serdal Alptekin iki yıl önce firmamızdan ayrıldı. Demirel’e saldırıyla ilgimiz yok.

Bu olayla ilgili sadece Tarsus’ta polis tarafından ifademe başvuruldu. Egebank’tan 30 milyon mark kredi almıştım. Borcu ödemek için 4 bankayla kredi anlaşması yaptım. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na da bilgi verdim. 25’e yakın bankadan kredi aldım. Böyle sorun olmamıştı. Kredi kullandığıma bin pişman oldum. Şirketlerimizin mali gücü kredileri geri ödemeye yeterli.

Bülent Eczacıbaşı (TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı): Hukuk süreci başlatıldı. Gelişmeleri izleyeceğiz. TÜSİAD’ın çok önem verdiği konuların başında iş ahlakı geliyor.

Rahmi Koç: (Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı) Şeffaflık, demokrasi, hakiki bilanço ve vergilerin düzgün ödenmesi en çok önem verdiğimiz konular. TÜSİAD’ın daima bir ağırlığı vardır. Bunu herkes hisseder. TÜSİAD patronlar kulübü değil, iş aleminin temsilcisidir. İş ahlakı bizim için son derece önemlidir.

Tuncay Özilhan: (Anadolu Grubu Başkanı) Türkiye’de iş ahlakının, genel ahlakın geliştirilmesi gerekiyor. Bu bir başlangıç olmalı.
Feyyaz Berker: (Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı) Türkiye’de belirli sistemlerin oturmasının zamanının geldiğine inanıyoruz.
Vural Akışık: (Dışbank Murahhas Azası) Sonucu adalet ortaya koyacak.

Operasyon diğer batıklara uzanabilir
Devletin el koyduğu bankalardan Egebank’ın eski sahibi Murat Demirel’in göz altına alınmasından sonra akıllara diğer yedi bankanın eski sahiplerinin de gözaltına alınıp alınmayacağı sorusunu gündeme getirdi.
Görüşlerine başvurduğumuz uzmanlar, operasyonun bir bankayla sınırlı kalmayacağını, gözaltıların fon yönetiminde olan İnterbank, Esbank, Sümerbank, Yurtbank ve Yaşarbank’ın eski sahip ve sorumlularını da kapsayabileceğini belirtiyorlar.

Hukukçular, özellikle off – shore işlemler ve paravan şirketler yoluyla içi boşaltılan İnterbank ve Yurtbank’ın eski sahip ve sorumlu yöneticilerinin de gözaltına alınabileceğini ifade ettiler.

Cavit Çağlar hakkında

İnterbank’ın yeni yönetimi ile uzlaşma görüşmeleri devam eden Cavit Çağlar hakkında, TCK’nın 508 – 510. maddeleri gereğince “emniyeti suistimal”den Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, TCK’nın 504. maddesi gereğince de “banka dolandırmak”tan Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’de açılan davalar sürüyor.
Yurtbank’ın eski sahibi Ali Balkaner hakkında da, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, TCK’nın 504. maddesi uyarınca “banka yoluyla dolandırıcılık yapmak” suçlamasıyla 3 ile 5 yıl arasında ağır hapis istemiyle dava açıldı.

Emniyet notları
Şevket Demirel kapıdan çevrildi
Ankara Milliyet
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yeğeni Murat Demirel’in sorgulandığı Ankara Emniyet Müdürlüğü, ilginç görüntülere sahne oluyor.

Murat Demirel’in gözaltına alınmasının ardından gece geç saatlerde Ankara Enmiyet Müdürlüğü’ne giden babası Şevket Demirel, avukatları aracılığıyla oğluyla görüşmek istedi. Ancak, DGM’nin yürüttüğü soruşturma “devlet aleyhindeki suçlar” kapsamına girdiği için görüşmeye izin verilmedi.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürlüğü’nün nezarethaneleri onarımda olduğu için kısa bir süre önce modern teçhizatla yenilenen Organize Suçlar ve Kaçakçılık Şube Müdürlüğü’nün nezaretinde gözaltında tutulan Yahya Murat Demirel, emniyete getirildiğinde üst arama ve nezaret tutanaklarına imza atmak istemedi. Sinirli olduğu kaydedilen Demirel, “Avukatım olmadan hiçbir şeyi bana imzalattıramazsınız” dedi.

Tek kişilik hücrelere konulan Demirel ve arkadaşlarına, gece geç saatlerde, istekleri üzerine, tavuk ve iskenderden oluşan yemek servisi yapıldı.

Yanında tansiyon, kalp ve sinirleri yatıştırıcı ilaç bulunduran Demirel’in, rahatsız olduğunu bildirmesi üzerine Hacettepe Hastanesi’nden bir hekim getirtildi. İntihar olasılığını dikkate alan polis, kontrol ettirdikten sonra Demirel’in bu ilaçlardan almasına izin verildi. Demirel’in, sürekli hekim gözetiminde tutulduğu kaydedildi.

Çeteden altı yıl istenecek

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yeğeni ve Egebank’ın eski sahibi Yahya Murat Demirel’i de kapsayan gözaltı operasyonunun, vurgun için kurulan paravan şirketlerin yöneticilerini de kapsayabileceği, soruşturmanın bazı bürokratlara uzanabileceği bildirildi.

Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel’in, Kasırga Operasyonu çerçevesinde gözaltına alınan Demirel’in sorgusu için ek süre vereceği ve tüm malvarlığına ihtiyati tedbir konulmasını isteyeceği belirtildi.
Demirel’in, gözaltına alındığı sırada, uçakla Marmaris’e gitme hazırlığı yaptığı, Yüksel’in de, bir kez daha yurtdışına çıkışının yasaklanmasını talep edeceği öğrenildi.

Altı yıl isteniyor
Demirel hakkındaki soruşturmanın yürütüldüğü 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesi şöyle:
“Doğrudan veya dolaylı bir biçimde, kendilerine veya başkalarına haksız çıkar sağlamak, kişileri kendilerine tabi kılmaya zorlamak veya mensupları arasında her ne suretle olursa olsun açık veya gizli işbirliği yapmak suretiyle; yıldırma, korkutma veya sindirme gücünü kullanarak suç işlemek için örgüt kuranlara, örgütü yönetenlere, örgüt adına faaliyette bulunanlara veya bilerek hizmet verenlere sadece bu nedenle üç yıldan altı yıla kadar, örgüte üye olanlara da iki yıldan dört yıla kadar ağır hapis cezası verilir.”

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu