Valentin Rosier: Her şey yolunda gidiyordu
Beşiktaş'ın yaklaşık 4.8 milyon Euro bonservis ödeyip ardından bedava bıraktığı Valentin Rosier, takımdan adeta kovarcasına gönderilen Fransızca konuşan futbolcuların başarılı olduğunu belirtti

Valentin Rosier: Fransızca Konuşanlar Başarılıydı
Beşiktaş’ın sezon başında yollarını ayırdığı Valentin Rosier, açıklamalarda bulundu.
Şu anda İspanya’nın Leganes takımında forma giyen 23 yaşındaki Valentin Rosier şu ifadeleri kullandı.
“Beşiktaş’ta genelde Fransızca konuştuğumuz çok iyi bir grup vardı: Rachid Ghezzal, N’Koudou, Vincent Aboubakar, N’Sakala… Her şey gerçekten çok iyi gidiyordu. Mesela Abou adeta alev almış gibiydi. Ben de goller atıyordum. Rachid’in kaç asistle sezonu bitirdiğini bile bilmiyorum. Larin diye bir forvet vardı, ona topu on metre yükseklikten bile atsan gol atıyordu. Her şey sürekli yolunda gidiyordu.”
“Beşiktaş’a imza atmadan önce biraz tereddütlüydüm çünkü Türkiye’yi tanımıyordum. Evet, Beşiktaş’ın büyük bir kulüp olduğunu biliyordum ama yine de o ligi kafamda tam oturtamıyordum. Sonunda imzayı attım ama beni aslında başta istemeyen bir teknik direktör vardı. Beni gerçekten isteyen, ne pahasına olursa olsun isteyen kulüp başkanıydı.
“TÜRKİYE’NİN ZİDANE’I BENİ İSTEMEDİ”
“Türkiye’de işler biraz farklı yürüyor. Genelde yurt dışından oyuncu aldıklarında, bu oyuncular isim yapmış, tanınmış futbolcular oluyor. Yani zaten bilinen, piyasada adı olan oyuncular. Ama ben öyle biri değildim, beni kimse tanımıyordu. Bunu da hemen öğrenmedim, dört–beş ay sonra öğrendim. Aslında beni başta istememiş. Çünkü bizim o dönemki hoca, Türkiye’nin Zidane’ı gibiydi.”
“UYUMADAN FİNALİ KAZANDIK”
“Beşiktaş’ta ilk sezonum inanılmazdı. Şampiyonluğu kazandık, ardından kupa finali vardı. O anların hepsini detaylı anlatamam, bazı şeyler özel kalmalı, ama gerçekten inanılmaz bir deneyimdi. Ligi çok az farkla kazandık, nefes kesiciydi. Ardından kupa finali geldi. Takımın çoğu oyuncusu neredeyse hiç uyumamıştı. Hızlıca bir idman yaptık, sonra finale çıktık. O maçta gol attım, kazandık. Yani… tarif edilemezdi. Özellikle taraftarla o kutlamalar… bambaşkaydı.”
“Bak, dürüst olayım. Türkiye’de o atmosferleri yaşadıktan sonra, dünyada pek az şey seni korkutur. Gerçekten öyle. Orası… bambaşka bir seviye. Cidden”
“TÜRKİYE’DE İŞLER BAŞKA YÜRÜYOR”
“Beşiktaş’ta efsane olmuş bir Fransız oyuncu vardı, Pascal Nouma. Bir gol attıktan sonra tepki olarak ellerini cinsel organının üzerine koyarak bir kutlama yaptı. Ama taraftarlar bu hareketi de çok sevmişti!
Onlar bu tarz şeyleri seviyorlar. Benim de bir olayım olmuştu. Bir maçta rakip takımın oyuncusuyla tartıştım. Onlar bir frikik kazandı, oyuncu ortayı açtı ama bana dirsek attı önce. Pozisyon geçtikten sonra herkes yerine geçiyor ya, biz de yerleşiyorduk.
O sırada tartışmaya başladık, küfürleşiyoruz falan. Ve ben o anda düşünmeden, yani gerçekten aklıma gelmeden, döndüm adama hareket çektim, cinsel organımı gösterdim. Yani direkt göstermedim ama işaret ettim. Ama yapmamam gerektiğini bilmiyordum.
Hakem de o anda yan taraftaydı, kameraların olduğu yerde. Gördü ve bam direkt kırmızı kart gösterdi. Ben de dedim ki: Ama bir saniye, o bana dirsek attı!’ Yani o hareketten dolayı değil de, hakemin onu hiç görmemesi daha çok sinirimi bozdu. Ama taraftarlar? Ertesi gün yine coştu. O hareketten sonra beni o Fransız efsaneye benzetmeye başladılar. Gerçekten, Türkiye’de işler başka işliyor.”
“NEDEN GÖNDERİLDİĞİMİ BİLMİYORUM”
“Beşiktaş’ta taraftarlar seni çok seviyordu. Ligde saygı gören, etkili bir oyuncuydun. Ama sonra kulüp yönetiminde değişiklikler oldu. Beş oyuncu hedef gösterildi, gönderilmek istendi ve sen de o listenin içindeydin…
” Valentin Rosier: “Ne olduğunu ben de bilmiyorum. Hatta hâlâ, şu an bile tam olarak nedenini bilmiyorum.”
“SPORTİF DİREKTÖR ‘BİLMİYORUM’ DEDİ”
“Kontratımda öyle bir madde yoktu. Öyle keyfi bir şekilde seni kadro dışı bırakma hakkı yok. En kötüsü ne biliyor musun? Bundan belki bir hafta önce kulübe yeni gelen sportif direktörle (Samet Aybaba) konuşmuştum. Bana açıkça ‘Sen bu takım için önemli bir oyuncusun’ demişti. Bu yüzden gördüğüm o haberin gerçek olduğuna inanamadım. Hemen şoförümü aradım. ‘Hadi gel, kulübe gidiyoruz’ dedim. Normalde gitmeyi bile düşünmezdim ama dayanamadım, kulübe gittim. Oraya vardığımda masörler, fizyoterapistler, oyuncular… kimse benimle konuşmaya cesaret edemedi.
Çünkü herkes bunun ne kadar saçma, ne kadar garip bir durum olduğunu biliyordu. Onana da oradaydı, Eric Bailly de geldi. Ama Aboubakar ve Rachid Ghezzal gelmedi. Ki bence akıllılık ettiler. Onlar benden daha zekice davrandı bu konuda, hiç gelmediler.
Sonra Jean Onana’ya ‘Bu yaşanan tam bir delilik’ dedim. Zaman geçtikçe sinirim artıyordu, aklım almıyordu. Sonra kulüpte beklemeye başladım, sportif direktörlerle konuşmak istiyordum. Gittim yanına, birkaç kişiyle birlikteydi. ‘Ne oluyor burada’ dedim. O da ‘Nasıl yani’ diye sordu.
Ben de yükselmeye başladım, ‘Ne oluyor burada diyorum!’ dedim. O da, ‘Valla bilmiyorum’ dedi. ‘Nasıl bilmiyorsun?’ dedim. ‘Sen sportif direktörsün, ben kulüpten atılmışım, sen bunun nedenini bilmiyor musun?’ dedim. Bana, ‘Yok, bilmiyorum. Bir toplantı yapılmış, karar orada verilmiş ama ben o toplantıda yoktum.’ dedi.”
“SPORTİF DİREKTÖRE ‘SEN ADAM DEĞİLSİN’ DEDİM”
“Sonra Onana’yla birşikte esas sportif direktörün ofisine gittik. Sinirliydim, gerçekten çok sinirliydim. Odaya girdiğimizde zaten adamın havası, kibirli, ukala bir tavırla karşıladı beni. ‘Ee, ne oldu şimdi’ dedi. Sırf bu tavrı bile beni çileden çıkardı. ‘Sen adam değilsin. Bu iş böyle yapılmaz. İnsan gibi gelir önceden konuşursun’ dedim. Sonra sinirle başladım konuşmaya.
Dedim ki: ‘Bak, Instagram’daki o duyuruyu hemen kaldırtacaksın. Benim kovulduğumu Instagram’dan öğrenmem ne demek ya? Aklını mı kaçırdın? Bu kulüpte neler yaptım ben, her şeyden sonra sen beni böyle kapı önüne koyuyorsun. Neymiş, davranış ve futbolsal gerekçelerlemiş…
Davranış mı? Benden daha profesyonel davranan biri varsa söyle! Antrenmanlarda senden olan Türk oyunculardan bile daha çok efor veriyorum! Futbol açısından da bir şey diyemezsin, çünkü sahada gerekeni yapıyorum.’ Sonra dedim ki: ‘Açık konuş, beni neden kovdun?’ Bana tek kelime etmedi. Sadece eliyle şöyle bir hareket yaptı: ‘Hadi hadi, çık dışarı.’ Şaka gibi değil mi? Ciddiyim, yemin ederim böyle yaptı.”
Valentin Rosier Beşiktaş Günlerinden Video
“SAMİMİYETLE GİT DESELER TAMAM DERDİM”
“Bazı şeyleri anlatmaya çalışıyorsun ama taraftarın çoğu hikâyenin tamamını bilmediği için gelip bana hakaret ediyor. Oysa arka planda ne yaşandığını bilmiyorlar.
Ve o noktada kendi kendime dedim ki: ‘Evet, futbol dünyası zaten böyle, bunu biliyordum ama bu yaşananlar başka bir seviye.’ Düşünsene, Beşiktaş’la her şeyi kazanmışım, sahada elimden geleni yapmışım ve sonra beni böyle kapı önüne koyuyorlar.
Üstelik onlar da biliyordu ki, ben zaten ayrılmak istiyordum. İkinci sezonun sonunda Nice beni istiyordu, gitmek istedim. Ama transfer olmadı.
Yani samimiyetle gelip deselerdi ki: ‘Val, biz artık yolları ayırmak istiyoruz. Yeni bir yapılanma düşünüyoruz, gel bu işi karşılıklı çözelim.’ Yemin ederim, ‘Tamam’ derdim. Çünkü Beşiktaş’ı seviyordum ama Avrupa’ya dönmek istiyordum zaten.
Ama hayır, öyle yapmadılar. Beni resmen aşağılayarak göndermek istediler. O yüzden çok sinirlendim.”
“GALATASARAY’A ‘HAYIR’ DEDİM”
“Galatasaray, o dönemde bana daha iyi bir sözleşme sunmuştu. Hatta teknik direktörüne mesaj bile attım çünkü onlar çok büyük bir kulüp. Galatasaray’a karşı en ufak kötü düşüncem yok. Ama o dönemde ben sadakati seçtim. Çünkü ben gerçekten sadık bir adamım.
O yüzden Galatasaray hocasına yazdım: Siz büyük bir hocasınız, çok büyük bir kulüpsünüz ama ben Beşiktaş’ta kalmak istiyorum.’ Yani Galatasaray’a, daha çok para kazanabileceğim bir teklife ‘hayır’ dedim, Beşiktaş’ta kalmayı seçtim. Kalbimi dinledim diyebilirim. Ve sonrasında bana yapılan bu mu? Gerçekten akıl alır gibi değil.”
“İNSAN GİBİ VEDA OLMADI”
“Beşiktaş’ta kadro dışı kaldığım dönem gerçekten biraz çöktüm. Evet, belki ‘depresyon’ büyük bir kelime ama vden dışarı çıkmadım, kimseyle konuşmadım, resmen kendimi içeri kapattım. Ciddi anlamda çok kötüydü. Dürüst olmak gerekirse, Beşiktaş’taki taraftarlarla ilişkilerim çok özeldi, orası hayatımın en özel tecrübelerinden biriydi. Ama böyle bir veda… İnsan gibi olmadı. Bu şekilde bitmemeliydi.”
“Beşiktaş’ta o dönemdeki sportif direktör dürüst olayım, çok ciddiyetsizdi. Böyle söylemem belki ağır olur ama gerçekten çok zayıftı. Önceki sportif direktör süperdi, onunla çalışmak keyifliydi. Ama bu sonuncusu… Çıldırtıyordu insanı.”
4.8 MİLYON EURO’YA ALINMIŞTI
Beşiktaş, Rosier’i 2020’de Sporting Lizbon’dan önce kiralamış, ardından 2021’de 4 milyon 800 bin Euro karşılığında bonservisini almıştı.
Aralık 2023’te birkaç oyuncuyla birlikte Beşiktaş’ta kadro dışı bırakılan Rosier, Ocak 2024’te Nice takımına kiralanmıştı.
MİLYONLAR DÖKÜLDÜ, BEDELSİZ GİTTİ
Valentin Rosier, geçen yaz bedelsiz olarak İspanya’nın Leganes takımına transfer oldu.
Valentin Rosier, Beşiktaş’ta 126 karşılaşmada 6 gol atıp, 18 asist yapmıştı.