GündemHaber

İsmail Ünal’ı yere göğe sığdıramayan Hıncal Uluç’a Atilla Aksel’den yanıt

Hıncal Uluç

Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç’un, yeniden aday gösterilmeyen Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’a övgüler yağdırdığı yazıya tepkiler devam ederken doğma büyüme Ortaköylü, gazeteci, CHP Beşiktaş eski Genel Sekreteri Atilla Aksel’den yanıt geldi.

Atilla Aksel’in Hıncal Uluç’a yanıtı şöyle;

Sayın Hıncal ULUÇ,
Doğma büyüme Beşiktaş Ortaköy’lü olarak dünkü yazınızın İsmail ÜNAL ile ilgili bölümüne Dikkate alacağınız ümidiyle itirazlarımız var.

Hıncal Bey,

Diyorsunuz ki;

“İsmail Ünal, hem de Yusuf Namoğlu gibi kısa zamanda efsane olan bir başkanı hem de rekor oy oranı ile devirerek Beşiktaş’ı CHP’ye getiren başkan. İkinci döneminde gene rekor oy aldı.”

Oysa, Yusuf Namoğlu’nun AKP dahil bir kaç partiden aday olma girişimlerinin başarısız olması göz önüne alındığında “efsane” mertebesinde olduğu Beşiktaş halkı açısından tartışmaya açıktır. İsmail ÜNAL’ın “rekor oy alması” ise siz
de çok iyi bilirsiniz ki; Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy gibi eğitim ve sosyal seviye göz önüne alındığında diğer ilçelere göre nisbeten iyi olan ilçelerde oylar adaya değil CHP’ye verilmektedir. Aksini iddia eden adaya Sayın
Kılıçdaroğlu dünkü grup konuşmasında net cevap verdi. “Bağımsız aday olun, sonucu görelim”

Bu bağımsız adayların başarılı olduğu Anadolu il ve ilçeleri de mevcuttur.
Örneğin Hacıbektaş ilçesi. Geçen dönem CHP’nin kabul etmediği başkan bağımsız aday olmuş ve kazanmıştı. Halep ordaysa arşın burada. İsmail ÜNAL bağımsız aday olsun rekor kırıp kırmadığın hep beraber görelim.

Diyosunuz ki;

“Ünal, Beşiktaş’ın, Beşiktaş halkına ait olduğunu düşündü hep.. ”

Oysa, İsmail ÜNAL seçim beyannamesinde söz vediği halde, 10 yıllık yönetiminde hiçbir konuda 1 kez bile REFERANDUM yapmadı. Biraz sonra açıklayacağım Beşiktaş halkının yaşamını yakından ilgilendiren uygulamalarda halkın fikri alınmazsa o kentin, o kentin halkına ait olduğu nasıl iddia edilebilir.

Diyorsunuz ki;

“Yollar, önce yürüyenler içindi. Beşiktaş kaldırımlarında otomobil park etme imkânı bırakmadı. ”

Oysa; Beşiktaş’ta uygulamaya konulan “VİDALI PARK ENGELİ” uygulaması, kaldırımların neredeyse tamamını “ÖZEL PARK” alanına çevirdi. 12 numara anahtarla çok kolay sökülebilen bu sözde engeller akşam sökülüp sabah takılarak kaldırımların “ÖZEL PARK” haline getirilmesine neden oldu. Bu durumu, birgün Ertekin Beyin yerine geldiğinizde Dereboyu caddesinin ara sokaklarına yapacağınız kısa bir yürüyüşle gündüz saatlerinde bile tespit edebilirsiniz. Ayrıca bu durum mahalle sakinleri arasında kavgalara kadar varmıştır. Beşiktaş karakolunda şikayet dilekçeleri vardır.  Öğrenmek sizin için zor değildir.

Diyorsunuz ki;

“Levent’in iş yerlerine dönüşmesini durdurdu. Sakin yaşanan yer olarak kalmasını sağladı.”

Oysa, özellikle Levent meydan düzenlemesi ile ilgili olarak Levent Muhtarı Muzaffer Türk’ün kendisine iletilen şikayetlerle ilgili yakınmalarını ve İsmail ÜNAL hakkındaki özel görüşlerini bir telefonla öğrenebilirsiniz.

Diyorsunuz ki;

“Parklara, yeşile önem verdi.”

Oysa; İsmail ÜNAL’ın 10 yıllık yönetiminin en başarısız olduğu konu “YEŞİL ALANLARIN KORUNMASI VE ÇOĞALTILMASI” konusudur. İsmail ÜNAL, yönetiminde Ortaköy’de 1000 yıllık Ermeni Mezarlığı, Ortaköy
Spor Kulübünün antreman sahası olarak kullandığı, aynı zamanda İBB planlarında Beşiktaş halkının beklenen büyük İstanbul Depreminde, deprem sonrası yardımlar için kullanacağı ve üzerinde 20 ye yakın deprem kurtarma
konteynırının olduğu ve 3/2 sinin planlarda, okul, kültür alanı olan yaklaşık 5 bin m2 lik alan İMARA AÇILARAK BJK kulübü ve İsmail ÜNAL’ın eski başkanı Serdar BİLGİLİ’nin kurucu ortağı olduğu şirket tarafından REZİDANS
yapılmıştır. ( Bu konularda gazeteniz SABAH’ın 18 mart 2009 tarihli
nüshasının 1. Sayfasına bakabilirsiniz)

600 bin M2 si kaçak olan ZORLU AVM’ye, ÇİFTÇİLER HOLDİNG KAÇAKLARINA, ŞEHİT MEZARLIĞININ İMARA AÇILMASI detaylarına hiç girmiyorum. Çünkü iş gerçekten İsmail ÜNAL için içinden çıkılmaz bir hal alır.

Diyorsunuz ki;

“Kültür ve Sanata hizmetleri inanılmaz. İlçenin hemen her köşesinde, yürüyüş mesafesinde gidilecek bir kültür merkezi ve hepsinde dolu dolu programlar vardı. Yaz geceleri o programları parklara taşıdı.”

Oysa; bu konuda SAHNE HAZIRLANMASI, SANATÇILARA ÖDENEN ÜCRETLER KONUSUNDA ÇOK CİDDİ SUİSTİMAL İDDİALARI VARDIR.

Diyorsunuz ki;

“Döneminde Beşiktaş’a 166 heykel dikildi. Yüz altmış altı.. İstanbul’un tümünde bu kadar heykel var mı acaba?.”

Oysa; olur olmaz her yere kaldırım kenarlarına bile dikilen KARTAL heykelleri, ÇARŞI GRUBU tarafından ALAY KONUSU yapılmaktadır. Sanatçılar parkı adeta HEYKEL DEPOSU niteliğindedir. Rahmetli İlhan SELÇUK’un Portre heykeli de İlhan SELCUK’ a BENZEMEMESİ nedeniyle ağır eleştiri almaktadır.

Sayın ULUÇ,

Örneklerden de anlaşılacağı üzere İsmail ÜNAL yönetimindeki 10 yıl Beşiktaş’lılar açısından KAYIP YILLARDIR. Durum o kadar açıktır ki yoğun şikayetleri göz önünde bulunduran Kemal KILIÇDAROĞLU, İsmail ÜNAL’ı BİR DÖNEM DAHA ADAY GÖSTERMEYE CESARET EDEMEMİŞTİR. BU CESARETSİZLİĞİNİN DİĞER SEBEBİ İSE, İSMAİL ÜNAL HAKKINDA ULUS SAVOY KONUTLARI İLE İLGİLİ OLARAK DANIŞTAY KARARI İLE İÇİŞLERİ BAKANLIĞINCA VERİLEN YARGILANMA KARARIDIR. BU DOSYA ÇOK CİDDİ İDDİALARI İÇERMEKTEDİR.

Sayın ULUÇ,

Siyasi ortamın bu kadar sertleştiği bir dönem de SABAH GAZETESİNİN durduğu pozisyonda göz önüne alındığında “CHP ye OY VEREBİLECEĞİNİZİ” AÇIK AÇIK YAZMANIZI BEKLEMEK SAFLIK OLUR, ANCAK BAHANELERİNİZDEN BİRİ İSMAİL ÜNAL OLMASIN.
Saygılarımla

Atilla AKSEL

Anlattıklarımın çok daha detaylılarını bu linklerden okuyabilirsiniz.

Hıncal Uluç’un gazetesi Sabah’ta yayınlanan Akif Hamzaçebi ve İsmail Ünal yolsuzluk haberi için tıklayın

İsmail Ünal Dosyası için tıklayın!

İsmail Ünal Dosyası 2. bölüm için tıklayın

İsmail Ünal Dosyası 3. bölüm için tıklayın

Sabah gazetesi Hıncal Uluç’un yazısı ise şöyleydi;

1958 yılında Mekteb-i Mülkiye’ye girdim. Solculuk nedir orda öğrendim. O gün bugün de solcuyum.. Haa, bakın, hiç Marksist olmadım. Benimki önce sosyal demokrasiydi. Sonra Ortanın Solu oldu, sonra gene sosyal demokrasiye döndü adı. Böyle olunca da, CKMP, daha sonraki adıyla MHP’nin lider kadrosundaki babama rağmen, o parti dahil sağcı hiçbir partiye, hayatımda oy vermedim.

30 Mart yerel seçimlerinde oylarım belliydi. Anakent’te nerdeyse 20 yıllık yakın dostum, hatta hani “Enseye tokat” derler, öyle arkadaşım Mustafa Sarıgül’e, 30 yıldan fazla yaşadığım Beşiktaş’ta da, hizmetlerini iki dönemdir yakından izlediğim İsmail Ünal’a gidecekti oylarım.. “..ti!..”

Sevgili Sarıgül, gücenmesin. Konunun şahsı ile alakası yok.. Ama ben bu Kılıçdaroğlu’nun liderlik yaptığı partiye de, onun adayına da oy vermem. Babam olsa..

Kılıçdaroğlu, son olaylar sırasında ne kadar kötü bir Ana Muhalefet Lideri olduğunu ortaya koydu ve koymaya devam ediyor.. O ayrı bir yazı konusu. Bugünkü öfke sebebim başka..

CHP’nin yerel yönetim adaylarını açıklaması geciktikçe gecikti. AKP, adaylarını açıklamış, adamlar kolları sıvayıp seçim çalışmasına girmişken, Kılıçdaroğlu’nun hangi kafayla bilmem, listeyi son ana bırakması, CHP adaylarının yarışa geç başlamalarına yol açmakla kalmadı, daha beter bir durum da yarattı. Aday adayları, rakip partilere gerek kalmadan birbirlerini yemeye başladılar. Adaylar açıklanınca iyice kıyamet koptu. Gösteriler, istifalar.. CHP içerden bölündü. Şimdi 40 gün sonra, bu haliyle seçime girecek, ana muhalefet..

Ben ötekileri bilemem, ama yeniden görev verilmeyen üç adayı yakından tanıyorum. Yaptıkları işleri ve ilçelerindeki sevgi, sempati derecelerinin de farkındayım. Onları anlatacağım..

İki dönemdir Beşiktaş’ı yöneten İsmail Ünal.. Gene iki dönemdir Bakırköy’ün başındaki Ateş Ünal Erzen ve dört dönemdir Kadıköy Başkanı Selami Öztürk.

İsmail Ünal, hem de Yusuf Namoğlu gibi kısa zamanda efsane olan bir başkanı hem de rekor oy oranı ile devirerek Beşiktaş’ı CHP’ye getiren başkan. İkinci döneminde gene rekor oy aldı. Haklıydı. Ünal, Beşiktaş’ın, Beşiktaş halkına ait olduğunu düşündü hep.. Yollar, önce yürüyenler içindi. Beşiktaş kaldırımlarında otomobil park etme imkânı bırakmadı. Levent’in iş yerlerine dönüşmesini durdurdu. Sakin yaşanan yer olarak kalmasını sağladı. Yusuf Namoğlu’ndan aldığı bayrağı aşarak sürdürdü. Parklara, yeşile önem verdi. Kültür ve Sanata hizmetleri inanılmaz. İlçenin hemen her köşesinde, yürüyüş mesafesinde gidilecek bir kültür merkezi ve hepsinde dolu dolu programlar vardı. Yaz geceleri o programları parklara taşıdı. Döneminde Beşiktaş’a 166 heykel dikildi. Yüz altmış altı.. İstanbul’un tümünde bu kadar heykel var mı acaba?

Selami Öztürk, park, yeşil, kültür ve sanat açısından CHP’nin önde gelen başkanlarındandı dört dönemdir. Dünyanın en güzel sahil yolu bugün Kadıköy ile Pendik arasında uzanıyorsa.. Bu müthiş sahil parkında insanlar eğleniyor, dinleniyor, özel parkurlarda koşuyor, yürüyor, bisiklete biniyorsa, imza Selami Öztürk’ündür.

Yaptıkları kitap olur.. Operasız Türkiye’ye depo olarak kullanılan tarihi Süreyya Operası’nı kazandırması tek başına yeter, ki binayla yetinmedi. Arkasında Devlet olan Opera ve Bale’ye yerel yönetim olarak da sponsor oldu. O dünyalar güzeli Rossini, Kül Kedisi, Kadıköy Belediyesi’nin desteğiyle o güzellikte sahnelenebildi, mesela.

Bakırköy ve Ateş Ünal Erzen’e gelince.. Bakın, Eskişehir diye bir kenti yeniden yaratan Yılmaz Büyükerşen, benim için tüm tasnifler dışıdır. Onu kimselerle mukayese bile etmem. Onun dışında gördüğüm, bildiğim en başarılı Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’dir. Yaptıklarının sadece bir bölümünü yazmıştım size.. O mucizevi Botanik Parkı ve dünya çapındaki teknik sistemi ile Bakırköy Operası Ateş Ünal dostumu tarihe geçirmeye yeter. İkisinin de yerine ne AVM’ler yapılırdı aslında.. Ki, sosyal demokrat bir başkan olarak, sağlık başta, halka doktor ve ilaç dahil bedava götürdüğü hizmetler sıralamakla bitmez.

O büyüsüne kapıldığım Opera Sarayı’nı gezdirirken “Niye açmıyorsun hâlâ” dedim.. “Kılıçdaroğlu gün verecek, bekliyorum” dedi. Açılışta kurdeleyi partisinin başkanının kesmesini istiyordu, çünkü.. “Başbakan, yaklaşan seçimler dolayısı ile her gün artan hızla kurdele üstüne kurdele keserken, Ana Muhalefet Lideri, böylesine muazzam ve anlamlı bir binayı niye açmaz” diye düşünmedim bile.. AKM’ye bile sahip olamayan ana muhalefet liderinin, tam da yerel seçimler öncesi Ateş Ünal Erzen’e destek olmak istemediği de açıktı zaten.

“Başkanı bekleme, sen aç” dedim, Ateş Ünal dostuma.. Beni dinlemedi.. Kılıçdaroğlu’nun böyle bir oyun oynayacağına ihtimal dahi vermiyor “Başkan yoğun işlerinden vakit bulamıyor” diyordu.

Yoğun işlerin ne olduğu hafta sonu anlaşıldı.

Kemal Kılıçdaroğlu, ne partiye hizmete bakıyordu, ne de ülkeye, bölgeye yapılan katkılara.. Onun tek hesabı vardı.. Baykalcı bildiklerini temizlemek ve yerlerine kendi adamlarını koymak..
Şimdi bu kafada bir adam, ülke lideri olsa ne olur, söyler misiniz?.

Mustafa Sarıgül dostuma da kızdım. Ateş Ünal Erzen’le geçmişteki kavgası yüzünden kabağın başında patlayacağını bile bile engel olmadı. İşte daha bismillah, bizim gazetede dün Mahmut Övür’ün başlığı.. “CHP, Sarıgül’e teslim edildi..” Daha neler yazılacak, neler söylenecek..

Sarıgül’ün bana kaç defa “Politikada rekabet olur, düşmanlık olmaz. Hepimiz ayni ülkenin, ayni partinin çocuklarıyız” dediğini, o meşhur kongrede Ateş Ünal’la kavgasından sonra nasıl utandığını ve pişmanlık duyup “Politik yaşamımda en büyük hatamdır” diye anlattığını bire bir bilirim.. Medyaya yansımadı. Yıllar sonra Deniz Baykal’ı evinde nasıl ziyaret ettiğini de..

Şimdi her şey onun üzerine yıkılacak. Bunun zararını da, her puanın çok önemli olduğu seçimlerde kendisi görecek..
Benim oyumun ondan çekilmesi, dedim ya, onun değil, Kılıçdaroğlu’nun yüzünden. Bir yandan seçimi kazanmak hesapları içinde, bu ülkenin en ünlü MHP’lilerinden birini Ankara’dan, daha düne kadar parti üyesi bile olmayan birini İstanbul’dan aday göstereceksin. Öte yandan, yıllardan beri hem ilçelerine, hem de partilerine en büyük hizmeti etmiş, yürekten CHP’li ve de çok başarılı adamları “Baykalcı” diye tasfiye edeceksin..

Yoo, Sayın Kılıçdaroğlu, ben size oy vermem..

CHP’nin Anakent ve Beşiktaş oyları “Bir” tane eksildi, biliniz. Ana kentte, genel seçimde olduğu gibi Sırrı Süreyya Önder’e gidecek oyum gene. Milletvekili olarak yaptıkları, doğru seçim yaptığımı gösterdi zaten.

Beşiktaş mı?. Sandık başında içimden ne gelirse.. Ama CHP adayı olmaz kesinlikle.. Belki de hiç kimse olmaz!.. O oyu da boş atarım, Kılıçdaroğlu’na atacağıma..

[adrotate banner=”133″]

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu