Şike soruşturması kapsamında Serdal Adalı, Tayfur Havutçu ve Ahmet Ateş’in tutuklulukları devam ederken Yıldırım Demirören’in basketboldaki atılıma tepkiler de geliyor.

Atıf Keçeci’nin Zaman gazetesindeki yazısı;

Sıkıntılı bir dönem geçiren Beşiktaşlılara anlaşılan Sayın Başkan Yıldırım Demirören hazırladığı şovlarla gece ile gündüz kadar farklı bir ortam sunmak istiyor.

İki yöneticisi, bir üst düzey profesyoneli Metris’te çile doldururken, Demirören bir yanında futboldan, diğer yanında basketboldan sorumlu yöneticilerini alıp şov peşinde koşuyor.

Son üç aydır doğru dürüst toplanmayan yönetim kurulu, gelişen olaylar karşısında bir araya gelebildi. Süper Kupa’nın akıbeti ile ilgili ve son olarak hafta başı teknik direktör, bazı genç oyuncuların bonservis haklarının % 50’sinin Football Iraland Limited Şirketi (QFI) adlı fona devri ve de en önemlisi Deron Williams’tan sonra NBA oyuncusu Kobe Bryant’ın transferi gündemi oluşturdu.

Teknik direktörlüğe vekaleten getirilen Portekizli Carlos Carvalhal’ın Tayfur Havutçu ile Avusturya kampında görüştüğü, dolayısı ile bilgisi dahilinde olduğu açıklandı. Oysa Carvalhal için hazırlık kampında Havutçu’ya genç takımlar ve oyuncu arama sorumluluğu verileceği söylenmiş. Bu husus bazı yöneticilerce de Havutçu’dan teyit edilmiş. Tabii işin içerisinde Mendes, Lopez ve Ahmet Bulut olunca iş profesyonel takıma dönüştürülmüş. Carvalhal ile tesadüfen Porto’da kaldığım otelde görüşmüşlüğüm var. Hatta kendisi Türkiye’de çalışmak istediğini söylediğinde kendisine espri anlamında birkaç Türkçe kelime öğretmiştim. Orada öğrendiğim Portekizliyi şimdi küme düşen bir takımımıza önermişler ama uygun bulunmamış.

Tayfur Havutçu istifa etmediği müddetçe prosedür gereği ikinci bir teknik direktör ile sözleşme yapılamıyor. Onun için adamın durumuna yardımcı teknik adamlık uyduruldu. Jorge Mendes ve şürekası, Beşiktaş’ı kendilerine yolunacak kaz gibi geldiğinden her geçen gün biraz daha içerisine girme planlarını uyguluyor. Bakın başkanın gazetesindeki habere göre Necip-Atınç ve Muhammet’in bonservis haklarının % 50’si Jorge Mendes’in QFI’ye devredilmek konusu gündeme getirilmiş. Yani adamlar kıyı kıyı kulübü ele geçirmek planlarını devreye sokar haldeler. SPK ise hâlâ “özel durum açıklaması” bekler durumda.

Bu konularda işe uyanan bazı Beşiktaş’ın özellikle yıllanmış bölümünün bel bağladığı yönetim kurulu üyeleri, tepki vermişler. Yerli hocanın daha faydalı olacağı savını ileri sürmüşler. Basketbol konusunda da Başkan Demirören’in bir sporcuya aile şirketinin yerine basketbol takımının ana sponsoru olması önerilmiş, kabul yerine tepki verdiği görülmüş.

Amerika’da yayınlanan bazı haberlerde Beşiktaş’ın geçtiğimiz dönem 4-5 yabancı basketbolcuya paralarını ödemediği için elinden kaçırdığı yönünde bizlerin de bildiği hususlar gündeme getirilmiş. Yani yapılanlar gece ile gündüz kadar birbirine tezat teşkil eder halde.

Beşiktaş’ta problemler bitmek bilmiyor. Fulya projesinde sıkıntıların ardı arkası kesilmiyor. Bunları tek tek yazmak istiyorum ama Metris’teki kardeşlerimizin durumunun açıklığa kavuşması için gün sayıyorum. Bizler böyle düşünüyoruz ama Başkan Yıldırım Demirören yukarıda bahsettiğim gibi yapacağı şovlarla camiayı kandırma hedefinde emin adımlarla ilerliyor.

Amerika ve İspanya’da Roman Abramoviç’in ününü kapmak uğraşısı kendine ticari açıdan çok şeyler kazandırabilir ama Beşiktaş’ın akıbeti ne olacak, bunu kimselerin sorduğu kendisinin de düşündüğü yok gibi gözüküyor. Yani koca çınar üstüne ölü toprağı serilmişçesine sonuna razı bir görüntü veriyor ki bu da içleri acıtıyor.