HaberFulya DavasıGündemSpor Haberleri

İsmail Ünal’a Yargıtay’dan da kötü haber

Ortaköy Spor sahasının imara açılmasını eleştiren Barış Ertül, Hürser Tekinoktay ve Atilla Aksel’e açtığı davayı kaybeden Beşiktaş eski Belediye Başkanı İsmail Ünal’a Yargıtay’dan da kötü haber geldi.
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın 2008 yılında dönemin Radyospor Genel Yayın Yönetmeni Barış Ertül ile Futbol Cafe programının konukları Hürser Tekinoktay ile Atilla Aksel’e açtığı hakaret davası İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından reddedilmişti.

İsmail Ünal’ın itirazı üzerine davayı inceleyen Yargıtay 4. Hukuk Mahkemesi itirazın reddine karar verdi.

2008’de ne olmuştu?

Beşiktaş ilçe sınırları içerisinde yer alan, Ortaköy Spor Kulübü’nün kullandığı spor sahasının imara açılması Radyospor’da Barış Ertül’ün sunduğu programda gündeme getirilmişti.

Barış Ertül ve Hürser Tekinoktay, Ortaköy futbol sahasının imara açılmasını uzun süre radyo programında araştırmışlar ve Beşiktaş Belediye Başkanlığı imar komisyon başkanına planlarda spor alanı gözüken yerin ancak aynı yerin bir kısmına futbol sahası yapılması kaydıyle imara açıldığını canlı yayında itiraf ettirmişlerdi.

Beşiktaş belediyesi imar komisyon başkanının dediklerini onaylayan İstanbul Büyükşehir belediyesi CHP Grup Başkan vekili Kemal Akar da olayı doğrulayarak bu spor alanının imara açılmasındaki problemleri teyit etmişti.

Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ise programa katılarak iddialara yanıt vermek yerine Barış Ertül, Hürser Tekinoktay ve Atilla Aksel’e hakaret davası açmıştı.

Fulya Davası Nedir? Neler Yaşandı? İşte Detaylar

Gerekçeli kararda ders olacak ifadeler

[adrotate banner=”133″]

İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından açıklanan gerekçeli kararda çok çarpıcı ifadeler yer almıştı. Hakim Fevziye Bacak tarafından kaleme alınan gerekçeli kararda Ortaköy spor sahasının imara açılması üzerine yapılan yayınlar hakkında şu tespitlere yer verildi;

“Bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü, medya ile ilgilidir; Medyanın halka bu tür bilgiyi ve fikirleri aktarmasının olanaklı olmasını gerektirir. AİHM, bu özgürlüğün içinde, halkın özellikle kamu çıkarını ilgilendiren konularda yeterli biçimde bilgilendirilmesi hakkının da olduğu kanısındadır. AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi), basın özgürlüğünün önemini vurguladığı bir kararında ‘Basının sadece bu tür bilgi ve fikirleri açıklama görevi yoktur: Halkın da bunlara ulaşma hakkı vardır. Bu bağlamda, basın özgürlüğünde, doğruluğu denetlenebilir olgu veya verilerin yanı sıra, doğruluğunun kanıtlanması söz konusu olmayacak fikir, eleştiri ve spekülasyonların dile getirilmesi 10. madde çerçevesinde koruma altına alınmıştır.

Somut olayda, radyo yayınlarının içeriğinden olaylar zincirinin bütünüyle yanlış olduğuna ve davacı hakkında bir iftira kampanyası başlatmak üzere tasarlandığına dair hiçbir kanıt yoktur. Halkın bilgi sahibi olması için, meşru bir amaç doğrultusunda halkı bilgilendiren imar planı değişikliğinin hukuka aykırı olarak gerçekleştirildiği, bu değişiklikle kamuya ait alanların gasp edildiği, ranta dönüştürüldüğü birilerine verildiği ifade edildiği ve bunun sonuçları ve nedenlerini izaha yönelik bir takım yeterli olgulara dayalı yayın yapıldığı, davalı yayıncının, AİHS’in 10. maddesi ile teminat altına alınan yayınında bakış açısını, kişisel bir değerlendirme ile dile getirmiş olsa da, yukarıdaki bölümde izah edildiği üzere yayın için kanaatini oluşturan yeterli olguların mevcuduyeti karşısında, eleştirel değer yargılarını ifade etmesinin engellenmesinin mümkün olmadığı, veriliş şekli biçimine göre görünür gerçeklik kapsamında hukuka aykırı ve tazminat hakkı doğuracak nitelikte yayından söz edilemeyeceği anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.”

Mahkemenin açıkladığı gerekçeli kararın tamamı şöyle;

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; gerçeklere aykırı usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarıyla müvekkilleri İsmail Ünal’ın siyasal ve sosyal saygınlık ve onuruna; genel onur ve şöhretine ve kişilik değerlerine haksız ve ağır tecavüzler nedeniyle manevi zararın telafisi ve mahkeme hükmünün ilgili radyo ve basın yoluyla kamuya duyurulmasına, sosyal ve kişisel kimliği, onur ve saygınlığı ve kişilik değerleri ağır derecede zedelenmiş bulunduğundan olay tarihi başlangıcı olan 18-01-2008 tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte oluşan manevi zararın giderimi için 250 bin TL tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin amatör bir futbol kulübü olan Ortaköy Spor Kulübü ile alakala ve kulüp tarafından spor alanı olarak kullanılan arazinin imara açılmasıyla ilgili hazırlayıp sundukları programın hiçbir safahatında, davacı İsmail Ünal’ın şahsiyetine, onuruna ve kişiliğine hakaret sayılacak tem bir söz dahi sarf etmediklerini, konu ile ilgisi bulunduğu düşünülen herkesin gerek canlı telefon bağlantısı gerekse program konuğu olarak dinlendiğini mevzunun derinlemesine tartışıldığını müvekkillerinin eşit ve ilkeli yayın gereği, konunun taraflarının her zaman için söz hakkı bulunduğu defaatle dile getirdiklerini. Ancak davacı tarafın müvekkillerinin bu taleplerine hiçbir karşılık vermediklerini, müvekkillerinin Türk futbolunun sorunlarını dile getirdiklerini ve davac ı yanın iddia ettiği üzere davacı İsmail Ünal’ın kişilik haklarına halel getirecek hiçbir konuşmanın yapılmadığını bu nedenlerden dolayı maddi ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Deliller ve Gerekçe

Davacı vekili tarafından davalılar hakkında açmış olduğu manevi tazminat davasında, davalı radyo futbol cafe isimli programın ardı ardına devam eden yayınlarında “kamuya açık olarak gösterilen açık ve kapalı spor alanı olarak gösterilen yer ortadan kaldırılmıştır. Kamuya ait bir spor alanı özel spor alanı ve ticaret alanı olarak ranta dönüştürülmüştür, spor alanı buharlaştırılmıştır, kamuya açık spor alanının özel spor alanına çevrilmesi ve ranta açılmasında bir sakınca görülmemiş, Beşiktaş Belediyesi, İsmail Ünal’a soruyorum, kafasına yastığa huzurla koyuyor mu?” Hürser Tekinoktay’ın Serdar Bilgili İsmail Ünal’ı belediye başkanı yapan kişi, şehirler böyle talan ediliyor futbol yöneticisi kisvesiyle giriyorlar bir yerlere imtiyaz kazanıyorlar. Sahaları talan ediyorlra, bu inşaatın sahibi kim. Kime rant kime peşkeş çekildi, yalan bilgi veriyorsunuz, Serdar Bilgili’nin asistanı belediye başkanı olduktan sonra bu peşkeş çekilmiş. Halkın gözünde bu arsa peşkeşe gidiyor, kamunun sahasını gasp edin, 1 milyar Euro kazanın, Ortaköy’de peşkeş var.” Atilla Aksel’in “planlarda çok ilginçtir spor alanı olarak gözükmesine rağmen Musevi mezarlığının arkasındaki alan bu dönemde imara açılmıştır. Yani dolayısıyla bu sporun içinden geldiğini iddia eden insanlar bu rantlara boyun eğmer durumunda kalmıştır. Benzer daha yüzlerce dosya var bizim elimizde bunların hepsi kenti yağmalayanların. Elimiz yakasındardır. Beşiktaş’ı rant haline getirenlerin ellerimiz yakasındadır, elimizde onlarca dosya var, bunlar yoldan tuttukları kalfa tabir edilen birine bu planları çizdirdiler bu kadar da duyarsız ve gözü kara şekilde davranıyorlar, rant için yapıyorlar. Tüyü bitmedik yetimin hakkını yemek için yapıyorlar.” bu gerçek dışı yayınların daima hukuka aykırı olduğunu, bu yayınların ne düşünce ne de basın özgürlüğü ile bağdaştırılabileceğini, bu şekilde davacının manevi şahsiyetinin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğradığını, bu nedenle davalıların sorumluluğuna hükmedilmesine karar verilmesine dair manevi tazminat davası açmıştır.

Fulya Davası Nedir? Neler Yaşandı? İşte Detaylar

Bilgi alma özgürlüğü bili toplama ve mümkün olan bütün kanuni kaynaklardan bilgi araştırma hakkını içerir. AİHS’in 10. maddesinde teminat altına alınmıştır. Bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü, medya ile ilgilidir; Medyanın halka bu tür bilgiyi ve fikirleri aktarmasının olanaklı olmasını gerektirir. AİHM, bu özgürlüğün içinde, halkın özellikle kamu çıkarını ilgilendiren konularda yeterli biçimde bilgilendirilmesi hakkının da olduğu kanısındadır. AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi), basın özgürlüğünün önemini vurguladığı bir kararında ‘Her ne kadar basın, kişinin şöhretinin korunması bakımından da konulmuş sınırları aşmamakla yükümlü olsa da, kamu çıkarı ile ilgili olan başka alanlarda olduğu gibi, siyasi konularda da bilgi ve fikirleri açıklamam basının görevidir. Sadece basının bu tür bilgi ve fikirleri açıklama görevi yoktur: Halkın da bunlara ulaşma hakkı vardır. Bu bağlamda, basın özgürlüğünde, doğruluğu denetlenebilir olgu veya verilerin yanı sıra, doğruluğunun kanıtlanması söz konusu olmayacak fikir, eleştiri ve spekülasyonların dile getirilmesi 10. madde çerçevesinde koruma altına alınmıştır. Ayrıca, başta siyasi alanda ifade edilmiş olanlar olmak üzere, değer yargıları demokratik bir toplum açısından yaşamsal önemi haiz olan kanaat çoğulculuğunun bir gereği olarak özel bir korumadan yararlanır. Somut olayda, radyo yayınlarının içeriğinden olaylar zincirinin bütünüyle yanlış olduğuna ve davacı hakkında bir iftira kampanyası başlatmak üzere tasarlandığına dair hiçbir kanıt yoktur. Halkın bilgi sahibi olması için, meşru bir amaç doğrultusunda halkı bilgilendiren imar planı değşikliğinin hukuka aykırı olarak gerçekleştirildiği, bu değişiklikle kamuya ait alanların gasp edildiği, ranta dönüştürüldüğü birilerine verildiği ifade edildiği ve bunun sonuçları ve nedenlerini izaha yönelik bir takım yeterli olgulara dayalı yayın yapıldığı, davalı yayıncının, AİHS’in 10. maddesi ile teminat alıtna alınan yayınında bakış açısını, kişisel bir değerlendirme ile dile getirmiş olsa da, yukarıdaki ölümde izah edildiği üzere yayın için kanaatini oluşturan yeterli olguların mevcuduyeti karşısında, eleştirel değer yargılarını ifade etmesinin engellenmesinin mümkün olmadığı, veriliş şekli biçimine göre görünür gerçeklik kapsamında hukuka aykırı ve tazminat hakkı doğuracak nitelikte yayından söz edilemeyeceği anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.

Hüküm:
1-Davanın reddine,
2-Davacıya tarafça yatırılan 3.375 TL peşin harçtan 24.30 TL red harcının mahsubu ile bakiye 3.350 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. As. Üc. Tar. Nazara alınarak hesaplanan 1.320 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.”

Çebi yönetiminde Fulya Davası zaman aşımına giriyor

Dikkati Çekenler

Başa dön tuşu