BeşiktaşFulya DavasıHaberSpor Haberleri

Eleştirilere, tweetlere Fikret Orman usulü çözüm: Kesin ihraç! / İşte çarpıcı savunmalar

Disiplin Kurulu'na sevk edilen isimlerden Ahmet Gelberi'nin konuşmasına müdahale edilirken!
Disiplin Kurulu’na sevk edilen isimlerden Ahmet Gelberi’nin konuşmasına müdahale edilirken! (2015)

Fikret Orman başkanlığındaki Beşiktaş yönetimi, kendisine yöneltilen eleştirilere çözüm üyeleri kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk etmekte buldu! Üyeler ise suçlamalara karşı yazılı savunmalarını verdi.

Beşiktaş yönetimi, kongre üyelerinden Sinan Vardar, Ozan Biber, Ahmet Gelberi, Batur Gültekin ve Umut Boz’u kesin ihraç talebiyle Disiplin Kurulu’na sevk etti.

Kulüpten Ahmet Gelberi’ye gönderilen tebligatta “Yönetim Kurulu’nun 08.01.2016 gün 2016/1 no’lu kararı ile Beşiktaş Jimnastik Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Orman’a Mayıs 2015 tarihinde yapılan 2014 yılı İdari ve Mali Genel Kurul Toplantısında eleştiri sınırları dışında Kulübü temsil eden başkanı küçük düşürücü, aşağılayıcı ve iftira niteliği taşıyan beyanlarda bulunmanız ve sosyal medya hesabınızdan da yapmış olduuğunuz bir kısım açıklamalarda da aynı şekilde bu eylemlerinizi sürdürmeniz nedeniyle Beşiktaş Jimnastik Kulübü Tüzüğünün 47/f maddesi gereğince kesin ihraç istemiyle soruşturma açılması istenmiştir. Kurulumuzca Beşiktaş Jimnastik Kulübü Tüzüğünün 45 ve devamı maddelerinde düzenlenen Disiplin Kurulu’nun görev ve yetkilerini kapsayan bölüm içerisindeki kurallar doğrultusunda hakkınızda soruşturma başlatılmış olup; Bu soruşturma nedeniyle konu ile ilgili savunmanızı bu yazının kendinize tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde Kurul Başkanlığımıza yazılı olarak bildirmeniz gerekmektedir. Bu süre içerisinde savunma yapmamanız durumunda savunmadan vazgeçmiş sayılacaksınız” denildi.

Ahmet Gelberi’nin Disiplin Kurulu’na gönderdiği savunma ise şöyle;

1- Söz konusu yazınızdaki iddialar tarafıma karşı iftira suçunu içermektedir:

Şahsımın yapmış olduğu eleştiri tamamen gerçek olayları kapsamakta olup, hakaret ve iftira içermemektedir.
Aslen bir hukukçu olduğunu öğrendiğim, disiplin kurulu başkanının bu bahsi geçen kongre tutanakları ve görüntüleri incelemeden kurulun hakkımdaki iftiraya yol açacak bu işlemi başlattığı kanaatindeyim.

Şayet bahsi geçen kongre görüntü ve tutanakları incelenmiş olsaydı, şahsımın hukuka aykırı bir fiil işlemediğini ifade özgürlüğünün en kutsal şekilde kullanılması gereken Beşiktaş J.Kulübünün kürsüsünde sadece nazik bir temenni içinde olduğum görülecekti.
Hakkımdaki bu mesnetsiz iftiraya sebep olan şikayetçiler, bu görüntü ve tutanakların mevcut olduğu ve kati suretle bildiği yerde;
Şahsıma” iftira atarak, iftira suçu şartlarını işlemişlerdir. İftira suçu ile şahsıma somut ve belirli bir fiil isnat edilmektedir.

Sayın başkanım zamanda savcılık mesleğinizi icra ederken sizin de bildiğiniz üzere; TCK 127.Madde gereğince iddia ve isnadın mutlaka kanıtlanması ve somut şekilde olması gerekmektedir.

Konuyla ilgili yazınızda Kulübü temsil eden Yönetim Kurulu Başkanını hangi isnatlar ile küçük düşürdüğümü tarafıma detayları ve kanıtları ile video görüntüleri ve konuşma tutanaklarımın da incelenerek yazılı olarak belirtmenizi rica ederim.
Aksi durumda isnadınızın olamaması veyahut olması halinde ama tarafıma da bildirilmeden herhangi bir işlem yapılması durumunda itham, iddia ve gerçek dışı bu konularla ilgili tüm hukuki ve cezai işlemleri yapabilme hakkımın olduğunu bilmenizi isterim.
Umuma açık alanlarda hiçbir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı küçük düşecek davranışlarda bulunmaz. Adı üzerinde halka açık / umumi bir alandır. Devletimiz de umuma açık olan yerleri zaten net olarak belirlemiştir ve milletimiz de bu umuma açık olan alanları bilmektedir.
Kaldı ki bu mesnetsiz iddia kulübümüze ve Yönetim Kurulu başkanına karşı da yapılmış itibarsızlaştırma ve küçük düşürücü bir harekettir.
Beşiktaş başkanını kimse aşağılamaz ve aşağılayamazdır.
Yapılan bu iftira sadece şahsıma karşı işlenmiş bir suç değil kulübümüze ve Başkanına karşı da yapılmış olan çirkin bir algı yaratacak etik olmayan bir davranıştır.
Şahsıma karşı şikâyetçi olan kişilerin kimliklerini ve şikâyet dilekçelerinin de tarafıma verilmesini rica ederim.

2- Facebook ve Instagram dışında hiçbir sosyal medya hesabım yoktur.

3- Ayrıca konu ile ilgili soruşturma ve inceleme kapsamında şahsımın kürsüde bulunduğu sırada kürsü dokunulmazlığına müdahale ederek, kürsüye saldıranların, BJK Kongre üyesi olmama rağmen şahsıma küfür edenlerin tespitinin yapılmasını, haklarında BJK kulübünü ve demokratik hakları ihlal ederek, bu küçük düşürücü eylemlerinden ötürü bu şahısların ihracını istediğimi ve ayrıca bu kişiler haklarında kulübümüzün de kamu derneği olduğu gerçeğinden yola çıkarak bu şahıslar haklarında hukuki işlemleri başlatarak şikâyetçi olmasını talep ederim.

4- Sayın Kurul tarafından hakkımda yürütülen soruşturma kapsamında disiplin cezasını gerektirir bir fiilin var olup olmadığının tespiti için, öncelikle iddiaya konu fiilin hakaret niteliği ile yorum ve eleştiriyi birbirinden ayırmak gerekir. Bu noktada karar veren makam, her somut olayda inceleme yaparak ve somut olayın özellikleri ile suç işleme kastını değerlendirmek suretiyle sonuca ulaşmalıdır. Bunun yanında, hakaret niteliği taşımayan, yegane amacı yorum ve/veya eleştiri niteliği taşıyan sözler veya yazıların suç sayılması hukuken mümkün değildir.
Düşünce açıklama hürriyetinin bir sınırını da, bireyin kişilik hakları oluşturur. Hiçkimse düşünce açıklama hürriyeti adı altında yorum ve eleştiri yaptığından bahisle başkasının kişilik haklarına saldıramaz. ANCAK BİR KİMSE HAKKINDA SOMUT BİR FİİLLE VEYA OLGUYLA HAKARET İÇEREN İSNATTA BULUNULMAKSIZIN, YORUM VE ELEŞTİRİ YAPILMASINDA İSE HUKUKA AYKIRILIK YOKTUR. Düşünceyi açıklamak ve haber vermek özgürlüğü, bütün demokratik Anayasalarda yer almış ve demokratik rejimin vazgeçilmez şartı olarak kabul edilmiştir.
İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 10. maddesinde, herkesin düşünce ve bu düşüncelerini açıklama ve yayma hakkına sahip olduğu, yine Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin “İfade özgürlüğü” başlıklı 19. maddesinde, herkesin bir müdahale ile karşılaşmaksızın fikirlere sahip olma hakkı olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca, ülkemizde düşünce ve kanaat hürriyeti 1982 Anayasası’nın 25. maddesi ile de güvence altına alınarak, herkesin düşünce ve kanaat hürriyetine sahip olduğu, her ne sebeple ve amaçla olursa olsun kimsenin, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağı ve düşünce ve kanaatleri sebebiyle suçlanamayacağı ifade edilerek eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağı açıkça belirtilmiştir. Eleştiri hakkı, Anayasamızda güvence altına alınan ifade özgürlüğünün doğal bir parçası olup, kişilerin bu hakkı kullanmaları sonucu ortaya koydukları düşüncelerin suç oluşturmayacağı açıktır.Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarında da belirtildiği üzere, ağır, sert veya incitici nitelikte de olsa, eleştiri hakkı kullanıldığında kişiye yaptırım uygulanmayacağı, çoğulcu demokrasilerin vazgeçilmez bir gereğidir.. Nitekim Türk Ceza Kanunu’nun 26. Maddesinin Birinci Fıkrası’nda da “Hakkını kullanan kimseye ceza verilemeyeceği” öngörülerek, eleştiri hakkı da dahil olmak üzere bu konuda genel hüküm bulunmaktadır.

SONUÇ:
Gerçek bir Beşiktaş JK sevdalısı olarak, B.J.K kurumu ve B.J.K mensubu olan idarecilerime ve kulüp çalışanlarına yönelik küçük düşürücü veya gerçek dışı iddialarda bulunabilecek biri olmadığımı, bulunmadığımı, yazınızda yer alan suçlama ve isnadların kesinlikle doğru olmadığını beyan ediyorum. (somut olarak isnadın ne olduğunun yazınızdan anlaşılamaması nedeniyle)
Hakkımdaki iddiaların somut olarak tarafıma bildirilmesi halinde detaylı / gerekçeli savunma hakkımın her zaman saklı olduğunu ve suçlama netleştirilmeden ve detaylı savunma hakkım yok sayılarak konu hakkında herhangi bir işlem yapılması durumunda; TCK 127.Madde’den doğan haklarım gereğince, mesnetsiz ve gerçek dışı bu suçlamalar hakkında tüm hukuki ve cezai işlemlerin uygulanabilmesi için TC. Mahkemelerinde işlem başlatma hakkımın saklı olduğunun bilinmesini,
Sayın Başkanlığınıza arz ederim.

Saygılarımla,
Ahmet GELBERİ (24839)

Disiplin Kurulu’na sevk edilen Beşiktaş’ın eski sporcularından Ozan Biber ise savunmasında şunları kaydetti;

[adrotate banner=”133″]

1) SÜREÇ USULEN YANLIŞTIR.
Şöyle ki;

Öncelikle gerçek dışı iddialar ile tarafıma isnat edilmeye çalışılan konuyla ilgili “Yönetim Kurulun’dan gönderilen suçlamalarla” ibaresi taşıyan bu şikâyet hangi tarihte kendilerine kimler tarafından ulaştırılmıştır ve ayrıca 2.2.2016 tarihinde 2016/6 no’lu almış olduğu karar Disiplin Kurulu’na hangi tarihte intikal etmiştir?

Yönetim Kurulu kendisine gelen başvuruları, görüşü ile birlikte en geç 15 (on beş) gün içinde Disiplin Kurulu’na göndermiş midir?

02.02.2016 tarihinde gerçek dışı iddialarla ilgili Yönetim Kurulu karar alıyorsa; bu kararın 17.2.2016 tarihinde Disiplin Kurulu’na iletilmesi gerekmekte ve en geç 15 gün içinde soruşturmaya başlanıp, en geç 60 gün içinde soruşturmanın karara bağlanıp açıklanması gerekirken;

Bu işlem tüzüğe aykırı bir şekilde 08.04.2016 tarihinde işleme konup tarafıma da 23.05.2016 tarihinde bildirilmesi usulen hakkımda isnat edilmeye çalışılan olaya prim yaratan usule aykırı bir suçlamadır. (Tüzüğümüzün 48. Maddesine riayet edilmemektedir.)

2-GOMEZ KONUSU GEÇEN GOOGLE ÇEVİRİSİ / ÇEVİRİNİZ

Tarafıma isnat edilmeye çalışılarak resimlendirilmiş ve kimin tarafından yazıldığı bile belli olmayan yazıda cümlelerin muhtemelen Google Translate ile çevirisi yapılıp ne anlama geldiği dahi anlaşılamayan (!) yabancı dildeki yazı Türkçe olarak çevirmiş olduğunuz konuyla ilgili anlam ve kavram sorunlarının olması nedeniyle ne denilmek istenildiği belli bile değildir?

Yabancı dilde yazılı bir metinin Google Translate ile çeviri yapılarak belge diye Kurulu’nuza sunulması Kulübümüze yapılan en büyük ciddiyetsizlik ve hakarettir.

Bu Google çeviriye istinaden yazılanların da “gerçek dışı iddia” iftiralarını kapsayacak şekilde algılanmış olduğunu hayretle ve esefle karşılıyorum.

Şahsım veya başka bir Beşiktaşlı tarafından ne gibi gerçek dışı bir iddia yapıldığını şikâyetçinin somut olarak bildirmesi ve ispat etmesi Anayasamıza göre; “İsnatta bulunulması durumunda, isnatta bulunan isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir “ hükmüne aykırıdır.

Anlaşıldığı kadarıyla sanırım Google çevirisi ile yapılan 1000 Euro konusu ile Mario Gomez’den bahsedilmektedir. Bu konu Kulübümüz için maddi, manevi ve sportif büyük önem taşımaktadır.

12.1.2016 tarihinde Beşiktaş Jimnastik Kulübü A.Ş Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda Sayın Uğur Gökhan Sarı’nın Mario Gomez’in 1000 Euro verip, bonservisini alma opsiyonun BJK A.Ş. lehine olduğu ve bu açıklamanın 03.2.2016 tarihli, 1325 bildirim numaralı, Genel Kurul Kararları Tescili konu başlığı ile Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda resmi olarak paylaşıldığı da bir konudur.

Basından öğrenildiği kadarıyla A.Ş. Yöneticilerinin bu açıklamaya rağmen 1000 Euro’luk ücreti ödemediği söz konusu olabilir.
Şayet bu meblağ ödenmeyip oyuncumuz KAP’a yapılan açıklamaya rağmen Gomez’in serbest kalması söz konusuyla aynı durum ise bu zarar da ihtimali olanların araştırılması da gerekmektedir.

Bununla birlikte Kulübümüze son yıllarda gelmiş en değerli oyuncumuz ve bu yılın Gol Kralı olan Mario Gomez’in içinde bulunduğumuz ayda EURO 2016 Futbol Şampiyonası başlayacağını da göz önüne alırsak oyuncumuzun da dünyanın en güçlü ülkelerinden birisi olan Almanya’nın Futbol Milli Takımı asil oyuncusu olacağı, kuvvetle muhtemel Euro 2016’da başarılı bir performans göstereceği için Avrupa futbol pazarında yüksek prim yapmasının düşünülmesi ve 1000 Euro’nun A.Ş Yönetim Kurulu tarafından ivedilikle ödenerek sporcunun A.Ş’de kalması hem biz hissedarlar, hem şirketimiz, hem Derneğimiz, hem takımımız, hem de camiamız için çok büyük önem taşımaktadır.

A.Ş hissedarı olarak 1000 Euro’luk ücreti ödenme usullerinin gerek SPK gerekse de Kulübümüz kanalıyla yapılmasını tarafımdan hissedar olarak da yapmaya hazır olduğumu ve oyuncunun AŞ’de kalması adına hangi usulle ödeme yapabileceğim konusunda ayrıca bilgilenmek isterim.

3-SOSYAL MEDYA İDDİALARI

[adrotate banner=”332″]

Tarafıma resimlendirerek görüntülemiş ve iletmiş olduğunuz yazının ve fotoğrafların kimin tarafından hangi mecradan, hangi protokol numarası ile yazıldığının hukuken ve şeklen belli olması gerekirken;

Tarafıma isnat edilmeye çalışılan ve benim olduğu iddia edilen ismimin tire ve ilginç karakterlerle birlikte bulunduğu, sosyal medya hesabından ne zaman, nerede, hangi, IP ( gerçek kimlik) numarası ile kimin tarafından yazıldığı belli olmayarak internet cafe hesaplı resimlendirerek görüntülemiş olduğunuz sözde belge ile isnada teşebbüs edenin ve isnada itibar edenlerin hukuken bunu ispat etmesi açık ve net bir şekilde gerekmektedir.

TCK M.267 (1) Ekte; tarafıma resimlendirerek görüntülemiş olduğunuz ekran görüntülerin de dikkat ederseniz belgeyi hazırlayan kişi ‘Siber alem, Bilyoner, İddia, Kariyernet, Maçkolik ve İnternet Cafe Destek Hesabı’ sayfa bilgileri vardır. Bahis ve aşk sitelerini takip eden, takip ederken 12 yıl boyunca temsil ederek hizmet verdiğim güzide Kulübümüze nifak tohumları eken sporu bahis ve para gören, İnternet Cafe de zamanını tüketen, düzmece ve mesnetsiz olan aynı zamanda sözde şikâyeti olan ve asılsız konuyla ilgili Yönetim Kurulu’nun bu duruma itibar etmesi ve bu görüntüleri belge diye sunması da büyük talihsizliktir.

Ayrıca ve velev ki; Bahsi geçen suçlamalarda bu yazıların şahsım veya BJK taraftarı veyahut Divan Kurulu Üyeleri veya eski/yeni Yönetim Kurulu Üyeleri, Denetim, Disiplin ya da Sicil Kurulu Üyeleri, A.Ş hissedarları olan kişiler tarafından yazılmış olduğunu bile bir an düşünecek olursak ;

Soruşturma dilekçenizdeki “Sosyal Medya hesabından yapılan bir kısım açıklamalar” ibaresiyle küçük düşürücü denilen ifadelerin kimleri hangi kelimeler ile küçük düşürdüğü, yoksa kurumu mu küçük düşürdüğü veya bir kişiyi küçük düşürüp kurumu mu yücelttiği birçok görüş ve kişiye göre göreceli olup açık ve net bir şekilde belirlenmesi kanunlara ve tüm usullere göre açık ve nettir.

Şöyle ki, kimin tarafından yazıldığı belli olmayan bahsi geçen suçlamalarda “ Beşiktaş halkın takımıdır” ibareleri suç mudur?

Yoksa hatırlanacağı üzere Habertürk Gazetesine 6 Aralık 2008 yılında açıklamalarda bulunan ‘Beşiktaş Halkın Takımıdır’ Yöneticiler Beşiktaş’ı zarara uğrattı diye demeçler veren mevcut Yönetim Kurulu Başkanı’na o dönemde görevli olan Yönetim Kurulu Başkanı ve Disiplin Kurulu tarafından ‘Beşiktaş Halkın Takımıdır’ demeci verdiği için mevcut Yönetim Kurulu Başkanı olan kişiye Disiplin soruşturması mı başlatacaktır? ( Habertürk gazetesi belgesi ektedir)

İddiaların ne gibi gerçek dışı bir iddialar olduğunu ve AİHS (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) ifade özgürlüğü gerekçelerini aşacak şekilde tüzel kişiliği küçük düşürücü nasıl bir söz ile nasıl bir fiiliyat yapıldığının şikâyetçinin somut olarak bildirmesi ve ispat etmesi kulübümüzün tüzel kişiliği ve ciddiyeti için zaruridir ve gerekmektedir.
Hukukçu geçmişini öğrenmiş olduğumuz Sayın Yavuz Özeren’in de çok iyi bileceği üzere “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesinin 1. Fıkrasına göre : “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.”
Bu da suç tanımının belirgin ve açık biçimde kanunla düzenlenmesini gerektiğidir.
Belirsiz ve muğlak ifadelerle suç tanımlanamaz.” Şerhi ve usulü nettir.

Tüm bunlar ile beraber Kongre Üyeliğimin ihracının isteyen şahıs veya şahıslar Kulübümüzün veya Yönetim Kurulu’nun veya sporcumuzun yanlış bir iş yaptığı algısını yaratarak, sadece şahsıma değil BJK Yönetim Kurulu’na, sporcumuza ve camiamıza karşı da suç işlemişler ve camiayı küçük düşürmüşlerdir.

Kongre Üyeliğimin ihracı ile suç isnat etmeye ve yukarıdaki nedenler ile Kulübümüze ve sporcumuza iftira atan bu kişiler hakkında ihraç işlemlerinin başlatılarak kamu kuruluşu olan Kulübümüzün bu şahıslar hakkında hukuki şekli ile de şikâyetçi olarak tarafıma bilgi ve detay verilmesini,

Sn.Başkanlığı’nızdan rica ederim.

SONUÇ:
Bildiğiniz üzere; isnat edilen suçlanan kişinin iftira niteliğinde kabul ettirilmeye çalışılan bu konu iftira suçuna girmektedir ve hukuka uygun değildir.

Hakkımda isnat edilmeye çalışılan suçun hangi deliller ve kanun maddesi ile şahsıma isnatlarda bulunduğunu şikâyetçilerden tanzim etmeniz,

Aksi takdirde; bu mesnetsiz ve anlamsız iddia ve isnat ile ilgili, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu M.267’de düzenlenen yeni haliyle; iftira suçunun basit hali, TCK M.267’nin 1.fıkrasında ‘Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’
şekliyle de kanunda belirtildiği üzere kişi veya kişiler suç işlemektedirler.

İftira suçu başlığı altında TCK 268. maddesine göre de kovuşturma koşullarının bulunmadığından hakkımda açılan soruşturma ivedilikle durdurulmalıdır.

İftiracı kişi veya kişiler bu koşulların olmadığını biliyor ve bilerek gerçek dışı konularla ihbar ya da şikâyetini gerçekleştiriyor ise iftira edilen şahsım ve Kulübüme, sporcumuza ve camiamızın da şerefi, itibarı ve onuru vb. değerleri ve yeri geldiğinde hürriyet değerlerine dahi zarar vermektedir.

Ayrıca;
Ortada önemli olan bir konu daha vardır. Fiili isnat edenin kastı nedir?
Bu kasıt gizli değilse Yönetim Kurulu kendisine intikal eden ya da 2.2.2016 tarihinde 2016/6 no’lu kararının hangi gerekçe ile aldığını ve şayet var ise; bu gerçek dışı konunun kim ve kimler tarafından kendilerine ulaştırıldığını da açıklamak zorundadır.

Bu kişi veya kişiler yoksa Mario Gomez hakkında spekülasyonlar yaratılarak suç işleyen bir oyuncu görüntüsüyle serbest kalmasını veya cezalanmasını veya camia nezdinde farklı algılar yaratılmasını isteyerek bu işten maddi veya başka bir şekilde menfaat mi sağlamaktadırlar?

Sayın Başkanlığınızdan yukarıdaki gerekçelerle Kulübümüzün ve 12 yıllık Milli sporcusu olarak tüm hukuki haklarımızın korunmasını ve bu gerekçelerle iftiracılar hakkında işlem başlatmasını saygılarımla talep etmekteyim.
Ayrıca Sayın Disiplin Kurulu Üyelerinin;
Tüzük Madde 17 ihlal edilerek; 1.10.2014-31.12.2014 tarihli IV.Dönem ve 1.10.2015-31.12.2015 tarihli IV.Dönem Denetim Kurulu raporlarında tespit edilen; Toplu Üyelikler, C/Hs mahsuben yapılan üyelikler, yine Tüzük Madde 10-E fıkrası ihlal edilerek; Sicil Kurulu’nun 17 ayda 1456 kişiye referans olmaları konusunda Disiplin Kurulu bu Üyeleri ve bu konulara karışan Kurul Üyelerinin ihraçlarını talep edip etmediğini,

Denetim Kurulu’nun 1.10.2015-31.12.2015 tarihli IV.Dönem raporunun 23.sayfasında notlar bölümünde yer alan; 18.11.2012 yılında Deniz Yatırım AŞ’ne %5 orana denk gelen 3 Milyon TL nominal değerli BJK hisse senedi rehin teminatı olarak durmaktadır bilgisi vardır. Tüzük 28-L ve 38-Ş fıkraları ihlal edilmiştir. Bu konuda Tüzüğe riayet etmeyenler hakkında Tüzük 47-C fıkrası gereği; bu ihlali sağlayanlara Disiplin Kurulu Kınama veya gerekli uyarılarda bulunup bulunmadığını,

Tüzük Madde 5-E fıkrasına göre; BJK isim ve logosunun önde gelmesi koşulu ile sponsorluk anlaşmaları ve isim kullanım hakkı sözleşmeleri yapar hükmüne rağmen; Beşiktaş Arena olarak Stat isminin geçmesi gerekirken Vodafone Arena isminin geçmesi ve kullanılması konusunda Disiplin Kurulu Tüzük 47-C gereği Tüzüğü ihlal edenlere Kınama verip vermediğini,

İl Dernekler Müdürlüğü’nün Dernek Tüzüğünün 10.maddesine aykırı işlemlerin İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçilerince 22.12.2014 tarihli raporunda da tespit edilerek Derneğe bildirildiği ve Derneğin konuya ilişkin düzenlemeler ilk Genel Kurul Toplantısı’nda ele alacağını belirtmiş olmasına rağmen; 1.10.2014-31.12.2014 tarihli IV. Dönem Denetim Kurulu raporunun 27.sayfasında 26.12.2014-27.12.2014-28.12.2014-29.12.2014-30.12.2014-31.12.2014 tarihlerinde 5.268 kişinin teknik olarak mümkün olmadan yapılmış Üyelik aidat ödemelerinin (İl Dernekler Müdürlüğü’nün bu konuyla ilgili uyarısından tam 4 gün sonra ve 5 gün boyunca devam eden) kim ve kimlerin tarafından hangi amaçla ödendiğinin bilgilerinin araştırılıp araştırılmadığını, ayrıca bir vezneden bir günde 1075 kişinin ödeme yapması durumuyla ilgili gerekli Disiplin soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin başlatılıp başlatılmadığını,

24.5.2014 tarihinde Olağanüstü Tüzük Tadil Genel Kurul Toplantısı’nda Kongre Divan Başkanlığı’na verilen önergenin Genel Kurulun da oy birliği ile kabul ederek, Kasım 2014 yılında Tüzük Tadil Kongresi’nin yapılmasının kabul edildiğini hepimiz Kongre Tutanaklarından biliyoruz. Tüzük Madde 38-C fıkrasında da bilindiği gibi, Kulübün Tüzüğünü değiştirmek Genel Kurulun görev ve yetkilerine dahildir. Genel Kurul’un almış olduğu kararlara ve verilen önergelere riayet edilip edilmediğini;

Kongre de hür iradesi ile kürsüde konuşan ve Beşiktaş saygınlığına, itibarına ve değerlerine entegre olacak şekilde sorunları, mali durumları, sorularını vb gibi durumları Genel Kurul’a ifade eden Kongre Üyelerine yapılan kürsü dokunulmazlığı ihlalleri, hakaret, küfür, tehdit ve fiziki saldırılar ile ilgili Disiplin Kurulu’nun konulara müdahale edip Beşiktaş değerlerine aykırı davranan ve Genel Kurul’un sağlıklı bir şekilde icra edilmesini engelleyenler ile ilgili bu konulara karışanların ihraç edilip edilmediğini,

(Bu konuyla ilgili Kurulunuza Kongreler de yaşanılan ve Beşiktaş’ın saygınlığına ve değerlerine yakışmayacak, demokrasi ortamına ve en önemlisi Beşiktaş’ımızın itibarına zarar veren, Beşiktaş’ın Yüce kürsüsüne tecavüz eden kişi ve kişilerin görüntülerini DVD formatında sizlere ek bir dosyanın belgelerini PTT kanalıyla sunarak teslim edeceğimi bildiririm)

Sahte evrak düzenlediği iddia edilerek Kulübümüzü ve A.Ş’yi bir önceki bütçe gelir hesaplarında gösterildiği gibi 20 Milyon Amerikan Doları değerli maddi zarar yanında, UEFA nezdinde alınan ceza ile BJK tarihine bu elim olayı kara harfler ile yazdıranlar hakkında zararların tazminleri ve kesin ihraçları isteminin sağlanılıp sağlanılmadığını,

Yine T.C. İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçiliği ve az sonra değineceğim Fulya davası olarak bilinen mahkeme bilirkişi raporlarında görüleceği gibi ‘Fulya da zarar olduğunun’ tespitini yapılmasına rağmen, antrenör Del Bosque ve futbolcu Matteo Ferrari gibi kişilere tarihimizin en büyük tazminatlarının ödenmesinde kusuru bulunan dönemin Yönetim Kurulu sorumluları için zararların tazminleri ve kesin ihraçları isteminin sağlanılıp sağlanılmadığı,

Tüm basının ve mahkemelerinin Beşiktaş Kulübünün kazandığı diyerek son dakika haberi verdiği yukarıda da bahsettiğim Fulya Davası olarak bilenen dava sonucundaki karara kulübümüzün tüzel kişiliğinin kazandığı haklara rağmen kişilerin haklarını savunmak anlamına gelen temyize gittiğinden ötürü davayı biz açtık diyen kişi veya kişilere kınama verip ihraç isteminde bulunulup bulunulmadığı huşuları hakkında tarafıma ve Beşiktaş camiasını bilgilendirmenizi rica eder, saygılarımı sunarım. 10.06.2016

BJK Derneği Üyesi,
BJK Futbol A.Ş. Hissedarı,
BJK ve Eski Milli Sporcu,

Ozan BİBER-23267

[adrotate banner=”219″]

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu