HaberSpor Haberleri

Fuat Yaman: Beşiktaş TFF’ye teslim olmamalı

Fuat Yaman

NationalTurk yorumcusu ve Beşiktaş camiasının sevilen isimlerinden Fuat Yaman’ın, Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in açıklamalarıyla ilgili olarak kaleme aldığı ‘Ne Umdum, Ne Buldum’ başlıklı yazısı;

Evet, sosyal medyada, seminer ve Fatih Terim konuşması ile ilgili söylediklerim ilgi çekti. Takip edenlerin çok büyük bir bölümünün desteği, insanımızın zannedildiği kadar saf ve cahil olmadığını gösterdi. İki maç süresi kadar (180 dk.) konuşan önemli birinin konuşmalarından dinleyenlerin bir dolu kazanımlar elde etmesi beklenirdi. Ama maalesef olmadı. Konuşmanın bir bölümü eski tatlı ve acı anılara aitti. Hagi, Popescu’lu dönemden tatlılar, Ünal Aysal tarafından gönderilişi ile acılar. Dost sohbetinde tebessümle dinlenecek şeyler. Oysa 2 yılda 1 yapılan, önemli yabancı konukların konuşmacı olarak geldiği, katılmayanlara yaptırım uygulanan bu organizasyonun her dakikasının bile daha ciddi konulara ait olması gerekiyordu. Türk futbolunun bugün içinde bulunduğu sorunlar, bu sorunlar içerisinde boğuşan teknik adamların gelişmesi için yapılan bu toplantının, dedikodu aydınlatma çizgisinde seyrinden rahatsızlık duydum. Birçok teknik adam ve hatta futbolsever gibi. Daha sonra Fatih hoca konuşulması gereken konulara girmeye niyetlendi. Herkesin yabancı serbestliği konusuna takıldığını söyledi. Futbolcu yetiştirmenin zorunlu olduğundan bahsetti. Okullardaki müfredatın değişmesinden, gençleri koruma programına almaktan söz etti. Siyasetin futbola müdahale etmemesini söyledi. Teknik adamlara “çalışın, takip edin, araştırın” gibi sıradan, basma kalıp öğütler verdi.

Dikkatle dinleyenlerin de gözünden kaçmadığı gibi söyledikleri çelişkilerle doluydu. 1.5 yıl önce “yabancı futbolcu sayısı kademeli olarak düşürülecek” diyen aynı federasyonla çalışırken; gençlerin bırakın tesisi, top oynayacakları arsa bulamadığını söyleyip futbolcu yetişmesi gerektiğinden; kamp yaptığı otelde ağzına silah sokulan futbolcusuna takındığı tavır ortadayken söylediği “gençleri koruma programı”, çelişkilerin sadece bir kısmıydı. Siyasetin Abdullah Avcı’nın gönderilmesi ve kendisinin gelmesindeki rolü herkesçe bilinirken siyasetin uzak olması gerektiğini söylemesi çelişkiydi. En büyük çelişkisi ise son 20 yıl futbolun en tepesinde olan, her platformunda bulunan, en etkili kişisi konumunda olmasına rağmen; bırakın Türkiye’ye, dünyaya yeni gelmiş gibi konuşmasıydı!

Bir de hiç konuşmadıkları vardı. Federasyonun teknik adam ve futbolcular (emek verenler) adına var olan haklarını korumaya yönelik faaliyet gösteren UÇK’yı (Uyuşmazlık Çözüm Kurulu) kaldırmasını eleştirebilir, yeniden faaliyet göstermesi için girişimde bulunabilirdi. Yerli teknik adam ve sporcuların kazanılmış haklarının aynı yabancılar gibi korunması için çalışma yapması gerekirdi. Kulüplerin yaşadığı sıkıntıların futbolcu paraları, yabancı sayısından değil; kulüplerin denetimsizliğinden, yöneticilerin (en başta şu anda çalıştığı kurumun başkanı) sorumsuzluğundan kaynaklandığını, bunlara yaptırım uygulamalarını söylemeliydi. 3 Temmuz’dan beri Türk futbolunun canına okuyan şike konusunda tavrını ve çözüm yolunu dile getirmesini beklerdim. Türkiye’deki çalışma koşullarının adaletsizliğinden, haksız rekabet koşullarının ortadan kalkması gerektiği, kendisinin de yaptığı ve ülkemizde çok geçerli olan “eş dost” kıyağı anlayışının bitmesi gerektiği gerçeğinin farkına varmasını, bunu dile getirmesini beklerdim.

Son olarak Fatih hocaya tepkimin temelinde şu var. Elinde herkesten fazla yaptırım gücü (büyük bölümü hak ederek kazanılmış) olmasına rağmen bu gücünü sadece kendi çıkarları için kullanması, yapılan yanlışlara engel olma adına hiçbir adım atmamasıdır.

Peki teknik anlamda ne söylemesini beklerdim. HİÇ. Nedeni; Fatih hocanın teknik işlere fazla kafa yormadığını, vakit harcamadığını bilenlerdenim. Gelen yabancı teknik adam Gerard Houllier’in konuşma süresinin arttırılmasını ve onu dinlemeyi isterdim.

Alınan bu karar, programını önceki kurala göre belirleyen kulüpleri daha fazla olumsuz olarak etkiler. İyi yerli oyuncuları fazla olan, onlarla yüksek bedellerle uzun vadeli anlaşmalar yapan Beşiktaş en başta. Yönetimin bu karara Beşiktaş’ın çıkarlarını koruyan bir tavırla yaklaşmasını, sık sık karar değiştiren TFF’ye teslim olmamasını bekliyorum.

[adrotate banner=”309″]

Dikkati Çekenler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu